TURKOVAC, Aykut Özdarendeli ve “Biz Başarırız…”

A -
A +

Yaklaşık iki yıldır dünya Covid-19 illetiyle uğraşıyor. Etkilenmeyen kalmadı. 2021 yıl sonu kayıtları itibarıyla 285 milyondan fazla kişi Covid’e yakalanırken, 5 milyondan fazla kişi hayatını kaybetti.

Dünya beklenmedik bir şekilde kapanmaya gitti. Zengin fakir fark etmeden devletler ve insanlar bir şekilde devam eden hayatlarını değiştirmek zorunda kaldılar.

Ekonomik anlamda dünya küçülürken, küresel ticaretin damarları olan tedarik zincirleri kırıldı. Covid’in sebep olduğu kötü süreçten çıkmanın tek yolunun aşı olduğu işin uzmanları tarafından anlatıldı.

Tarihte yaşanan salgın süreçlerine nazaran çok kısa sayılacak bir zaman diliminde Covid için aşıların bulunduğu haberleri geldi.

Özellikle Türk asıllı Alman vatandaşları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin geliştirdikleri BioNTech aşısı, dünyada büyük ses getirdi.

Ülkemizde de kullanımda olan Çin’de geliştirilen Sinovac ile Şahin-Türeci çiftinin geliştirdiği BioNTech aşısının kullanımı devam ederken ülkemiz için sevindirici haber Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden geldi.

Veteriner Hekim Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibi, özverili çalışmalar sonucunda TURKOVAC olarak adlandırılan ilk yerli Covid aşısını geliştirdi. Özdarendeli ve ekibinin geliştirdiği aşı sayesinde bugün itibarıyla Türkiye kendi aşısını geliştiren dokuz ülkeden birisi oldu. Bu onlarla gurur duymamız için yeter de artar bile…

TURKOVAC, Aykut Özdarendeli ve “Biz Başarırız…”Dünyada aşı savaşlarının yaşandığı ve milyonlarca değil, milyarlarca insanın aşıya ulaşım sorunu yaşadığı bir zamanda Özdarendeli ve ekibi sayesinde Türkiye’nin kendi aşısına kavuşması mükemmel bir gelişmedir.

Bu bize öyle bir imkân sunuyor ki, hem kendi insanımıza hem de dost ve müttefik ülkeler başta olmak üzere ihtiyaç duyulan yerlere Türkiye artık aşı ulaştırabilecek.

BioNTech aşısını geliştiren Uğur Şahin&Özlem Türeci’yi haklı olarak dünyada duymayan kalmadı. Dünyanın başına illet olan Covid için aşı geliştirmelerinin yanında Türk olmaları da bizim için ayrı bir övünç kaynağı oldu. Çok sevindik, mutlu olduk, gurur duyduk…

Kendi aşımızı geliştirmelerinden dolayı daha fazla hassasiyetin Özdarendeli ve ekibi için gösterilmesi gerekmez mi?

Önümüzde bir örnek var: Şahin&Türeci çifti başta Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri tarafından onurlandırılıyor, alan açılıyor, destekleniyor…

Avrupa’da gazetelerde geniş yer buluyor, önemli dergilerin kapaklarına konu oluyor.

Almanya’ya bilimsel ve maddi anlamda katkı sağladıklarından dolayı Almanya nasıl ağırlayacağını şaşırmış durumda. En son bir Avrupa Parlamentosu üyesi Şahin&Türeci çiftinin resimlerinin Euro banknotlarına basılmasını teklif edeceğini açıkladı.

Söz konusu örnekler ortada varken, Türkiye’ye büyük bir imkân sunan Özdarendeli ve ekibinin bugüne kadar verilen destekten daha fazlasını hak ettiğini rahatlıkla söylemeliyiz.

Onlar geleceğimiz olan gençler için en öncülerden oldular. Örneklik oluşturdular.

Aziz Sancar, Selçuk Bayraktar, Özlem Türeci ve Uğur Şahin gibi milletin kutup yıldızları olarak belirdiler.

Gençlerimizde “Biz başardık, başarırız…” duygusunun yerleşmesine büyük katkı yaptılar.

Dünyaya gururla sunabileceğimiz küresel markalarımız oldular. Ülkelerin markalaşması kolay bir iş değildir. Bunu ancak küresel anlamda sunabileceğiniz değerlerle sağlayabilirsiniz.

“İşte size küresel değer dedi…” Özdarendeli ve ekibi.

Üstelik geliştirdikleri aşının tüm haklarını da devlete devrederek.

Çok boyutlu dış politika sürecinin işletilmeye çalışıldığı bir dönemde Türkiye için mükemmel bir “Yumuşak Güç” unsuru geliştirdiler.

Tedarik sorunları ve maddi imkânsızlıklardan dolayı aşıya ulaşımın zor olduğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomatik görüşmelerinin en önemli konu başlıklarından birinin TURKOVAC olacağı açıktır.

Küresel marka olan SİHA’lar gibi, artık Türkiye’nin dünyaya sunacağı TURKOVAC da var.

Türkiye’ye bu imkânı sunan Aykut Özdarendeli ve ekibi başta olmak üzere destek veren tüm ilgili kişi ve kurumlara minnettarız…

Bu arada not düşmeden geçemeyeceğim;

Türk sağlık sisteminde veteriner hekimliğin yerinin tekrar tanımlanması ve hak ettiği saygın konumunu kazanması önem arz etmektedir. Maalesef bazı meslek alanlarında var olan taassup buna izin vermemektedir. Bu durumun kırılması bilimsel gelişmenin önünü daha da açacaktır.

Bilimsel alanda alıngan olmanın hiçbir anlamı yoktur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.