Ciddi ciddi “Oturma Düzeni” sorunmuş…

Muhalefet partilerinin liderlerinin bir araya gelememesiyle ilgili oturma düzeninden kaynaklanan sorunlar olduğu konusunda kulis bilgileri medyada yer alınca, “Yine haber üretilmiş. Şaka yapıyorlar herhâlde. Olamaz böyle bir şey. Başka haber mi bulamadılar? Niye böyle abuk sabuk haberler yaparlar ki?” diye içimden geçirmiştim…

Meğer doğruymuş.

Bu işin doğru olduğunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından anladık.

Altı siyasi partinin (CHP, İyi, Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti) genel başkan yardımcıları tarafından “Parlamenter Sistem” konusunda hazırlanan metnin, liderler tarafından bir araya gelerek imzalanması toplantısında nasıl oturulacağı sorunu yaşanıyormuş.

Kılıçdaroğlu’na bu konu sorulduğunda “Benim şahsi kanaatim; Partiler alfabetik sıraya göre oturabilirler masada. Veya genel başkanların soyadı sırasına göre otururlar” ifadelerini kullandı.

Düşünsenize, aralıksız yirmi yıldır devam eden iktidar partisine alternatif olduklarını iddia eden partilerin ana gündemleri “Oturma düzeni” meselesi.

İşi gücü bırakmışlar “şişmiş egoları”nı masaya yerleştirmeye çalışıyorlar.

Oturma düzeni şimdiden parlamenter sistem konusunda açıklayacakları metnin önüne geçmiş durumda.

Çünkü; açıklama için bir araya geldiklerinde metnin içeriğinden daha çok nasıl oturmuşlar ona bakacağız…

Yüz ve vücut ifadelerinden kimin oturduğu yerden memnun olup olmadığını anlamaya çalışacağız…

Bu tartışma, İstanbul’un fethi sırasında Bizans’ta yapılan “Melekler dişi mi, erkek mi?” tartışmasından daha berbat bir durumu gösteriyor muhalefet açısından.

Anlayana tabii…

Kılıçdaroğlu, bir araya geldiklerinde nasıl oturulabileceği konusunda bahsettiğimiz üzere iki alternatif sundu;

1) Partilerin alfabetik sırasına göre.

2) Genel başkanların soyadı sırasına göre.

Ondan sonra konuyla ilgisi olanlar(!) faklı alternatifler ortaya attılar.

Büyük ve gerekli(!) tartışmanın daha fazla uzamaması için bazı alternatifleri sıralayalım ki bir an önce muhalefet partilerinin millete sunacağı “Parlamenter Sistem” çalışmasını görelim.

Nasıl oturabilirler?

Kılıçdaroğlu’nun dediklerine ek olarak;

Yaş sırasına göre,

Boy sırasına göre,

Kim salona erken gelirse bulduğu yere oturur,

Meclis'teki milletvekili sayısına göre,

Güvendikleri bir anket şirketinin son anket çalışmasının sonucuna göre,

Önce seçim kazananlar oturur sonra ilk defa seçime girecekler,

Geçmiş yıllarda devlette görev aldıkları makama göre,

Yazı tura atarak,

Liderlerin memleketlerinin alfabetik sırasına göre,

Ajans da karar verebilir,

Siyasi deneyime göre,

Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı karşıtlığının derecesine göre,

Bu kadar alternatife rağmen anlaşamazlarsa ABD Başkanı Biden’dan da oturma düzeni isteyebilirler.

Allah’tan HDP’ye sol gruplarla birlikte “Yan masa”da yer ayarladılar. Düşünsenize altı siyasi parti bir açıklama için oturma düzeni oluşturamazken bir de HDP “Benim için yan masada ayarladığınız yeri beğenmiyorum. Masadaki tüm 'Yoldaşlar'la sizinle birlikte oturacağım. Ne o öyle sığıntı gibi yan masada yer ayarlamalar falan. Ayrı oturmak istemiyorum. Geliyorum artık” dese ne yapacaklar?

Hafazanallah,

Bir de HDP, “Açıklanan metni uzaktan izleyemem. Bizim isteklerimiz açık açık metne yansıyacak. Yeter artık bizi oyaladığınız. Kandil baskı yapıyor” dese bırakın oturma düzenini ortada masa bile kalmaz…

Bu tartışmayı görünce muhalefet partilerinin her hafta ayrı ayrı belli bir algoritmayla görüşme yaptıklarının nedenini daha iyi anlıyoruz. Hepsi bir araya geldiğinde nasıl oturacaklarına karar veremedikleri için her hafta yapılan ziyaretlerle yorulup durdular…

Bu tuhaf tartışmayı görünce insanın ülkesinin geleceği için ümitsizliğe kapılması kaçınılmaz oluyor.

Daha şimdiden “egoların masaya yerleştirilmesi” sorunu ortadayken millete sunacakları sistemin içeriği ve ortak cumhurbaşkanı adayı belirlenirken neler yaşanır insan düşünmek bile istemiyor.

Ya iktidar olma fırsatı yakaladıklarında nasıl oturacaklar?

Gel de kaygılanma...