Bu gece mübârek Kadir gecesidir

A -
A +

Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî'nin (kuddise sirruh), Peygamber Efendimizden naklen bildirdiğine göre, ramazân ayı, bütünü itibâriyle çok kıymetli ve şerefli bir aydır. Ramazân ayında yapılan bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâp, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevâp gibidir; bir farza verilen sevâp ise, başka aylardaki yetmiş farza verilen sevâp gibidir. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene boyunca da bu işleri yapmak nasip olur. "Kadir gecesi", çok kıymetli, şerefli, mübârek bir gecedir. Kur'ân-ı Kerîm'de medhedilen en kıymetli gecedir. Kur'ân-ı Kerîmin, Resûlullah Efendimize gelmeye, vahyedilmeye başladığı ve ramazân ayı içinde olan "Kadir gecesi"nin fazîleti (üstünlüğü), bin aydan daha hayırlı [fazîletli, kıymetli] olduğu Kur'ân-ı Kerîm'de "Kadir sûresi"nde bizzât Allahü teâlâ tarafından açıkça bildirilmektedir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: "Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir gecesidir." Aslında Cenâb-ı Hak, kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır. Sevgili Peygamberimiz buyurdular ki: "Kim, [fazîletine] inanarak ve sevâb umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirirse, geçmiş ve gelecek bütün günâhları affolur." Bilindiği üzere, bazı zamanlar benzerlerine nazaran daha kudsî, mukaddes ve mübârektir. 26 Ramazân'ı 27 Ramazân'a bağlayan gece, mübârek "Kadir gecesi"dir. KADİR GECESİNİN ZAMANI Şüphesiz ki, Kadir gecesi ramazân ayı içindedir; ama Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden bazıları şöyledir: "Kadir gecesini ramazânın son on gününde arayınız" (Müslim); "Kadir gecesini, ramazânın son on gününün tek gecelerinde [21, 23, 25, 27 ve 29 gibi] veya ramazânın son gecesinde arayınız. Sevâbını umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirenin geçmiş ve gelecek günâhları affolur" (İmâm Ahmed); "Kadir gecesi ramazânın 27. gecesidir." (Ebû Dâvud) Hazret-i Âişe vâlidemiz (radıyallahü anhâ) buyurdu ki: "Resûlullah, ramazân ayının son on gününde her zamankinden daha fazla ibâdet ederdi." (Tirmizî) "(Daha önce) Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır" hadîs-i şerîfini düşünerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, yine de büyük sevâba kavuşulur. KADİR SÛRESİNİN SEBEB-İ NÜZÛLÜ Resûlullah Efendimize, kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu; "Uzun ömürlü olan diğer ümmetlerin işledikleri sâlih amelleri benim ümmetim işleyemezler" diye düşündü. Bunun üzerine Allahü teâlâ, ona, bin aydan hayırlı olan "Kadir gecesi"ni ihsân etti. (İmâm Mâlik) Başka bir rivâyete göre, bir gün Peygamber Efendimiz, önceki ümmetlerden bir mü'minin, 1000 (bin) ay, durmadan, gece-gündüz Allah yolunda cihâd ettiğini anlatınca, orada hâzır bulunan Eshâb-ı Kirâmdan bazıları: "Biz, bu kısa ömrümüzle buna nasıl kavuşuruz? O mü'minin yaptığı bu ibâdeti nasıl yapabiliriz? Zâten ömrümüz buna yetmez" diye üzülmüşlerdir. İşte bu sırada Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamberimize "Kadir sûresi"ni getirmiştir. Böylece Allahü teâlâ, "Kadir gecesi senin ve ümmetinindir" buyurup Habîbi'nin kalbini kuvvetlendirmiştir. Onun ümmetine, önceki ümmetlerin bin ayda (takrîben 83 senede) yaptıkları ibâdetlerin sevâbını, bir gecede ihsân etmektedir. Hem de Kadir gecesi her sene, her ramazân ayında gelir. "Kadir gecesi", Muhammed aleyhisselâmın ümmetine mahsûs bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Eshâb-ı kirâm, "Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı, kıymetli olduğu" Kur'ân-ı kerîmde bildirilince, o kadar sevinmişlerdir ki, bir başka şeye bu kadar sevinmemişlerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.