"Süt Bankası" münâsebetiyle...

A -
A +

Makâlemizin hemen başında şunu söyleyelim ki, bugün, hem fıkhî yönü bulunan, hem de aktüel yönü olan bir konuyu ele almak istiyoruz: "Süt Bankası" konusu. Takdîr edersiniz ki, bu konunun birçok yönü vardır: 

Birincisi, mes'elenin şer'î [dînî, fıkhî] yönü. Çünkü burada sütkardeşliği söz konusu olmakta ve evlilik mes'eleleri gündeme gelmektedir. Aslında, konunun bizim bugünkü makâlemizi ilgilendiren kısmı bu kısımdır. İkincisi, konunun tıbbî yönü; yani süt hava ile temâs edince birtakım bakteriler alabilmektedir. 
Bunların izâlesi için de kimyevî maddelerin kullanılması devreye girmektedir. Bunlar da sütteki bazı faydalı maddeleri izâle edebilmektedir, ayrıca birtakım zararlar da tevlit etmektedir. Tabîî ki bu zararların giderilmesi de başlı başına bir iştir. Üçüncüsü, dünyada bu işi kimler organize ediyor ve ne gibi maksatlar güdüyorlar? Tabîî ki bu komplike mes'elede, başka konular da ele alınabilir. Ama biz şimdilik bunlarla iktifâ edelim.

SÜTKARDEŞLİK DURUMU...
Gönüllü kadınların vereceği sütlerle süt bankası kuruluyor. Sütü olmayan anneler, bu sütlerden alarak bebeklerini besliyorlar. Bunun dînen bir mahzûru olur mu? diye bir suâl ile konuya girelim:

Bilindiği üzere, bir kadının sütünü içen bebek, onun süt çocuğu olur. Bu kadının sütünü emen bütün çocuklarla da sütkardeş olur. Evlenme yönüyle sütkardeş, öz kardeş gibidir. Süt emilen annenin, hiçbir çocuğuyla evlenemez. Çünkü hadîs-i şerîfte buyurulmuştur ki: "Nesepten harâm olduğu gibi, sütten de harâm olur."
Böyle bir süt bankasından her bebeğe rastgele verilirse, ileride bilmeden sütkardeşiyle evlenenler olabilir. Bu ise, harâm olur. Tıbben de çocukların hastalıklı olmasına sebep olur. Bu şekilde sütler birbirine karıştırılmamalı. Hangi anneden süt alındığı ve kimlere verildiği kaydedilirse, tutulan bu kayıtlar sütü alınan anneye ve süt verilen bebeğin yakınlarına verilirse, sütkardeşle evlenme yanlışlığı önlenmiş olur.

Şimdi konuyla alâkalı bir âyet-i kerîmeyi zikredelim: Bir heyetin hâzırladığı "Türkiye Diyânet Vakfı Meâli"nde, Nisâ sûre-i celîlesinin 23. âyet-i kerîmesinin meâli şöyle verilmiştir: "Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size harâm kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz, kızlarını almanızda size bir mahzûr yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size harâm kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir." (Nisâ, 23) 
Şimdi bunları maddeler hâlinde bildirecek olursak şöyle zikredebiliriz. 

Erkeğe nesebten dolayı harâm olanlar: 
1- Anası. 
2- Büyük analar. [Annesinin ve babasının annesi ve onların anneleri] 
3- Kızı, oğlunun ve kızının kızları. 
4- Bacısı. 
5- Bacısının ve biraderinin kızları. 
6- Halası. 
7- Teyzesi.

Erkeğe süt itibâriyle harâm olanlar:
 
1- Süt anası. 
2- Süt büyük anaları. 
3- Süt kızı, süt oğlunun ve süt kızının kızları. 
4- Süt bacısı. 
5- Süt bacısının ve süt birâderinin kızları. 
6- Süt halası. 
7- Süt teyzesi.

Erkeğe nikâh sebebi ile harâm olanlar:
Kaynanası, üvey kız, üvey anası, gelini.

Erkeğe geçici harâm olanlar: 
1- Hanımının bacısı. [yani iki kız kardeşi, aynı nikâh altında cem edemez]
2- Hanımının halası. 
3- Hanımının teyzesi. 
4- Hanımının erkek veya kız kardeşinin kızları. 
5- Hanımının süt bacısı, süt halası, süt teyzesi, erkek veya kız süt kardeşinin kızları. 
6- Kitapsız kâfir kadınları.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.