Hac ve umre ibâdetleri...

A -
A +

Dünyâdaki bütün Müslümânların kıblegâhı ve yeryüzünün en kıymetli "Mescid"i olan "Kâbe-i Muazzama"yı ziyâretle ilgili iki temel ibâdet vardır: Bunlardan biri "Hac", diğeri ise "Umre=Ömre"dir.

"Hac" ve "Umre" ibâdetleri, hem bedenî, hem de mâlî birer ibâdettir. Kısaca ifâde edecek oursak, Hanefî mezhebine göre, gücü yeten Müslümânlara, ömürlerinde bir defa olmak üzere, "hac" farz, "umre" ise sünnet-i müekkede(kuvvetli sünnet)'dir.
[Mâlikî mezhebinde umre de, gücü yeten Müslümânlara, ömürlerinde bir kerre müekked sünnettir. Fakat Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde, şartlarını taşıyanlara umre de, hac gibi, ömürde bir kerre farzdır.]
Hac ve umre ibâdetleri, ayrı ayrı yapılabileceği gibi, hac ayları içerisinde, bunların ikisi birlikte de yapılabilir. 
Hac ayları girdikten sonra, hacdan önce ömre yapılıp yapılmaması, yapılacaksa ömre ve haccın aynı ihrâmla mı, yoksa ayrı ayrı ihrâmlarla mı yapılacağı durumuna göre üç türlü hac vardır: Bunlar ifrâd, temettü' ve kırân haclarıdır. [Bunlar, hac rehberlerinde tafsîlâtıyla, detaylarıyla anlatılmaktadır.]
Sevgili Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), hem hac ibâdetini, hem de umre ibâdetini yapacağı zaman, "Allah'ım onu bana kolaylaştır" diye duâ buyurmuştur.
İslâmın beşinci şartı olan "Hac" ibâdeti, "belli bir yeri, belli bir zamanda, belli şeyleri yaparak ziyâret etmek" şeklinde tarîf edilmektedir.
Hac, ancak, "Hac Ayları" adı verilen belli zaman içerisinde yapılabilir. Hac ayları, Şevvâl-i Şerîf ve Zil-ka'de ayları ile Zil-hicce ayının ilk on günüdür...
Zilhiccenin 9. günü olan Arefe gününde, Arafât hudûdu içerisinde bulunmayan ve haccın üç farzından biri olan Arafât vakfesini yapmayan bir kimsenin haccı sahîh olmaz. Eğer "Arefe Günü", zamanından bir gün önceye alınacak olursa, ertesi günü tekrâr Arafât'a çıkmak gerekir. Çıkılmazsa, "Haccın Farzları"ndan birinin yapılmaması sebebiyle hac sahîh olmayacağı için sonraki senelerden birinde tekrâr hac yapmak gerekir. Bu, Perşembe günü, Cum'a namazı kılmak gibi olur. Cum'a günü, Cum'a namazını tekrâren kılmak lâzım olur...
Umrenin belli bir zamanı olmayıp, bu ibâdet, Arefe günü sabâhından, Kurbân Bayramının dördüncü günü akşam vaktine kadar olan beş gün müstesnâ olmak üzere, hac aylarında da, hac ayları dışında da, bütün yıl boyunca, her zaman yapılabilir. Bu zikredilen beş günde umre yapmak, Hanefî mezhebine göre tahrîmen mekrûhtur; bu günlerde sâdece hac yapılır.
Dînen fakîr olan bir kimse, hac aylarında, umre için, Mekke-i mükerremeye gelmiş ise, "Kâbe-i Muazzama"yı görünce, ona hac farz olur. Ya haccı tamamlayıp ondan sonra memleketine döner veya haccı yapmadan memleketine dönmüş ise, tekrâren hac için gelip hac menâsikini îfâ eder. 
Peygamber Efendimiz (aleyhis-salâtü ves-selâm),  "Hac menâsikinizi benden alınız (öğreniniz ve benim yaptığım gibi yapınız)" buyurmuştur. [Bu bakımdan, hacca gitmeden önce, kıymetli bir "Hac Rehberi"ni, dikkatli bir şekilde okumak, yapılacak ve yapılmayacak işleri iyice öğrenmek lâzımdır.]
Bütün dîn kardeşlerimize sahîh ve makbûl haclar temennî ediyoruz. Allahü teâlâ, "haclarını mebrûr, sa'ylerini meşkûr ve zenblerini mağfûr eylesin..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.