Sevgili Peygamberimizin dünyayı teşrîfleri

A -
A +

Bilindiği gibi, Sevgili Peygamberimiz, içerisinde bulunduğumuz Rebîul-evvel ayının 12'sinde dünyâyı şereflendirmiştir. Târihte belli bir zaman dilimine, belli bir coğrâfî bölgeye ve belli bir kavme gönderilen peygamberler vardır. Ama âhır zaman nebîsi Muhammed aleyhisselâm, [günümüz de dâhil olmak üzere] bütün zamanlara, bütün mekânlara ve bütün kavimlere, milletlere, hattâ hem insanlara, hem de cinnîlere gönderilmiş bir Peygamberdir; onun için "Resûlüs-sekaleyn=İnsanların ve cinnîlerin Peygamberi" diye anılır. Bu husûs ittifâklıdır, yanî bütün âlimlerimizin söz birliği ile sâbit olan bir husûstur. Ama diğer mahlûkâta da Peygamber olduğunu bildiren bazı âlimler vardır. Meselâ bazı hayvanların kendisine gelip birtakım dertlerini anlattıkları kaynaklarda zikredilmektedir.

Her akl-ı selîm sâhibi insan kabûl eder ki:
Yüce Allah, dünyâya gönderdiği ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem'den i'tibâren, kullarına râzı olduğu, beğendiği yolu göstermek için, insanların ebedî saâdete kavuşmaları için, muhtelif asırlarda, zaman zaman, çeşitli coğrafî bölgelere, Peygamberler göndermiş, bunlardan bazılarına da, emir ve yasaklarını ihtivâ eden "Sahîfe"ler ve "Kitâp"lar vermiştir.
Hazret-i Muhammed aleyhisselâmı ise, son Peygamber olarak bütün insanlara ve cinnîlere göndermiş, bunun için Sevgili Peygamberimize "Hâtemü'n-nebiyyîn" veya "Hâtemü'l-Enbiyâ ve'r-Rusül" denilmiştir. Ona "Kur'ân-ı kerîm"i göndermiştir...
Bütün insanlığın buhrân, bunalım, huzûrsuzluk ve kaos içerisinde bulunduğu günümüzde; bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün iyilikler, bütün üstünlükler, bütün güzellikler kendisinde toplanmış olan, "Seyyidü'l-kevneyn", "Resûlü's-sekaleyn", "İki Cihânın Güneşi" olan Muhammed aleyhisselâmı gündemde tutmak, bütün insanlara tanıtmak ve sevdirmeye çalışmak çok şerefli bir iştir.
Kendisine Peygamberliği bildirildikten sonra gelip geçen bütün insanlar, hadd-i zâtında onun ümmetidir. Bunu büyük âlim ve velî İmâm-ı Gazâlî, Arapça "Cevâhiru'l-Kur'ân" ve "ed-Dürretü'l-Fâhire" isimli eserlerinde ve Kâdîzâde İslâmbolî de "Ferâidü'l-Fevâid fî Beyâni'l-Akâid" isimli Osmânlıca eserinde ifâde etmişlerdir. Ancak, ümmetin ikiye ayrıldığını, ona inanan kimselere "Ümmet-i İcâbet", henüz inanmamış olanlara da "Ümmet-i Da'vet" dendiğini de yazmışlardır.
Muhammed aleyhisselâmın dîni, bütün dînleri nesh etmiş, yanî yürürlükten kaldırmıştır. O'na gelen kitâb "Kur'ân-ı kerîm", geçmiş kitapların en iyisidir. O'na gönderilen dîn olan "İslâm" da kıyâmete kadar bâkî kalacaktır; kimse tarafından değiştirilemeyecektir...
Târih boyunca, mükemmel hayâtı, en ince teferruâtıyla ortaya konulan yegâne zât olan Hazret-i Peygambere, insânlığın ne kadar muhtâç olduğunu, bugün daha iyi anlıyoruz.
İslâm târihi boyunca, Resûlullahın (aleyhisselâm) peygamberliğinin delîlleri ve onun fazîletiyle alâkalı pekçok eser yazılmıştır. Bunlar, "Delâilü'n-Nübüvve=Peygamberliğin delîlleri", "Şevâhidü'n-Nübüvve=Peygamberliğin şâhidleri", "Alâmâtu'n-Nübüvve=Peygamberlik alâmetleri, işâretleri", "el-Mucizâtü'n-Nebeviyye=Peygamberlik Mu'cizeleri", "el-Hasâisu'n-Nebeviyye=Peygamberliğe âit husûsiyetler, özellikler" gibi isimlerle anılır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.