İlmiyle âmil mürşid-i kâmil

A -
A +
İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh), benzeri az yetişen, müstesnâ bir İslâm âlimi ve büyük bir mürşid-i kâmildir. Bu yüce İmâm'ın mektup ve kitapları, insanları gafletten uyandırdı...
 
Dün kısaca kendisinden bahsettiğimiz İmâm-ı Rabbânî hazretleri, çocukluğunda şiddetli bir hastalığa tutulmuştu. Evlerinde büyük bir üzüntü hâsıl olup, vefât edeceğini zannetmişlerdi. O zamanın meşhur velîlerinden ve Abdülkadir-i Geylânî'nin (kuddise sirruh) yolunun büyüklerinden Şâh Kemâl-i Kihtelî-yi Kâdirî'ye götürüp duâsını istediler. Şâh Kemâl-i Kâdirî (rahimehullah), İmâm-ı Rabbânî'yi görünce, ona büyük bir hayrânlıkla bakarak babasına; “Hiç üzülmeyiniz. Bu çocuk çok yaşayacak, ilmiyle âmil, büyük bir âlim ve eşsiz bir velî olacak” demiş ve çocuğun elinden tutup, onu öpmüştü. Hakîkaten dediği gibi de olmuş ve uzunca bir hayat sürmüştür...
İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh), benzeri az yetişen, müstesnâ bir İslâm âlimi ve büyük bir mürşid-i kâmildir. Babasından aldığı dersleri tamamlayınca, Siyalkût şehrine gidip orada, Mevlânâ Kemâleddîn Keşmîrî'den ilim öğrenmiştir.
İmâm-ı Rabbânî, daha onyedi yaşında iken ilim tahsîlini tamamlayıp, tefsîr, hadîs ve bâzı usûl ilimleri başta olmak üzere bütün ilimlerden icâzet/diploma almıştır.
Peygamber Efendimizin vefâtından bin sene sonra da İslâm düşmanları dîne, îmâna insâfsızca saldırmışlardı. Allahü teâlâ kullarına acıyarak, İmâm-ı Rabbânî gibi bir müceddid yarattı. Bu yüce İmâm'ın mektup ve kitapları, insanları gafletten uyandırdı, dünyâya ışık saldı. 
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, büyük âlim ve velî Muhammed Bâkî-billah'ı (kuddise sirruh) tanıdıktan sonra, bu hocasının sözlerine ve hâllerine edeple ve can kulağı ile bağlandı. Birkaç ay sonra, hocası Muhammed Bâkî-billah hazretleri ona icâzet verdi. O, böylece tasavvuf ilminde ve hâllerinde de yüksek dereceye kavuştuktan sonra, hocası ona, memleketi olan Serhend'e dönmesini emretti. Hocası, talebesinden çoğunun yetiştirilmesini de ona bırakıp, onları da arkasından Serhend'e gönderdi.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri bir müddet Serhend'de talebe yetiştirmekle meşgul olup, insanlara doğru yolu anlattıktan sonra, hocası Muhammed Bâkî-billah'ı ziyâret için Delhî'ye gitti. Bir müddet hizmetinde kaldı ve hocası ile çok hoş sohbetleri oldu.
Hocası Muhammed Bâkî-billah hazretleri onun için şöyle buyurdu: “Kalblere devâ, rûhlara şifâ olan bu tohumu, Semerkand ve Buhârâ'dan getirip Hindistân'ın bereketli topraklarına ektim. Tâliplerin yetişip kemâle gelmesi için uğraştım. O (İmâm-ı Rabbânî), her dereceyi aşıp, üstünlüklerin sonuna varınca, kendimi aradan çekip, talebeyi de ona bıraktım.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.