Her evden şehidin bulunduğu savaş!

A -
A +
Osmanlı Devleti’nin, son bir gayretle yazdığı şanlı destanın, “Çanakkale Zaferi”nin manevî yönlerini çocuklarımıza, gençlerimize çok güzel bir şekilde anlatmamız lâzım...
 
 
Bundan bir asır önce, bir kısım istilacı ve işgalci güçler, aziz vatanımızı işgale, din ve îmânımızı yok etmeye, ırz ve nâmusumuza tecâvüze, canımıza ve malımıza kasdetmeye yeltenmişlerdi. Bunun üzerine aziz milletimiz bütün varlığıyla, erkeğiyle-kadınıyla, öğretmeniyle-öğrencisiyle, genciyle-yaşlısıyla, topyekûn bir müdâfaaya girişmiştir.
Geçtiğimiz 18 Mart 2016 Cuma günü, dünya târihinin en kanlı ve Türkiye Târihinin de en büyük zaferlerinden biri olan “Çanakkale Savaşı”nın 101. yıl dönümü münâsebetiyle, muhtelif yerlerde anma merâsimleri yapıldı. Devlet ve hükümet yetkilileri, günün mana ve önemini anlatan çeşitli konuşmalar yaptılar...
Bilindiği üzere, İngiltere ve Fransa’nın Akdeniz donanmaları, Birinci Cihan Harbinde, Çanakkale Boğazı’nı cebren geçerek İstanbul’a erişmek istediler. Denizden geçemeyen düşman kuvvetleri, 25 Nisan günü, Gelibolu Yarımadası’na asker çıkararak ünlü Çanakkale Savaşları başladı. Çanakkale’de meydana gelen savaşlar, şehâmet destanları ile doludur ve Türk kuvvetlerinin zaferi ile neticelenmiştir.
Muvaffak olamayacağını anlayan düşman kuvvetleri [İtilâf devletleri], 1916 kışında bozguna uğrayarak 1916 Ocak’ında tamamen çekilip gitmişlerdir. Çanakkale Zaferi, İngilizler’e 205.000, Fransızlar’a 47.000 askere mâl olmuştur; ama biz de 253.000 şehîd verdik... 9 aya yakın süren Çanakkale Muhârebelerinde, Türk cesâreti İngiliz soğukkanlılığını, Türk azmi İngiliz inâdını ve Türk vatanseverliği İngiliz gurûrunu yenmiş, şânlı târihimize “Çanakkale geçilmez” ibâresini yazdırmış, ama neticede yeni yetişen bir neslimiz orada erimiş, yok olmuştur.
Bu şavaş hakkında, “Çanakkale Şehitlerine” şiirinden birkaç mısra takdîm edelim:
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü, beşi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
.....
Top, tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki, bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îmân?
.....  
Güzel yurdumuzun hemen her yöresindeki her evden bir şehidin bulunduğu [benim de bir dedem (annemin babası) ile iki amcam şehîd ve bir amcam da gâzîdir], Osmanlı Devleti’nin, son bir gayretle yazdığı şanlı destanın, “Çanakkale Zaferi”nin manevî yönlerini çocuklarımıza, gençlerimize, milletimizin bütün fertlerine çok güzel bir şekilde anlatmamız lâzım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.