Teşvik edilen bazı güzel hasletler...

A -
A +
İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: “Resûl-i Ekremin o kadar iyilikleri, o kadar ihsânları vardı ki, Rûm imparatorları, İrân şâhları, o kadar ihsân yapamazlardı."
 
Dinimizde teşvîk edilen bir hayli güzel haslet var; bunların hepsini bir-iki makâle çerçevesinde ele almak, elbette ki mümkün değildir. Ama bügün ve yarın yazacağımız 2 makâlemizde, inşâallah onlardan bazılarına, bilhassa mana bakımından birbirlerine çok yakın olan bazı terimlere, kısa kısa da olsa temâs etmeye çalışalım: “İhsân”, “Cûd”, “Atâ”, “Fadl”, “Kerem”, “Lutf=Lütuf” ve “Cömertlik” terimleri mana bakımından birbirlerine çok yakın olan tabîrlerdir.
“İhsân” kelimesi: “İyilik etmek” ve “Allahü teâlâya, O’nu görür gibi ibâdet etmek” şeklinde iki manada kullanılmaktadır. 
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde âyet-i kerîmelerde meâlen buyurmuştur ki: “İhsânın karşılığı ancak ihsândır” (Rahmân, 60)
Sevgili Peygamberimiz de “Siz, ananıza-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân ederler. Dîn kardeşinin özrünü kabul etmeyen, Kevser havzından içmeyecektir” (el-Berîkatü’l-Mahmûdiyye) buyurmuştur.
Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh) “Resûl-i Ekremin o kadar iyilikleri, o kadar ihsânları vardı ki, Rûm imparatorları, İrân şâhları, o kadar ihsân yapamazlardı. Fakat kendisi sıkıntı ile yaşamayı severdi” buyuruyor.
Kelimenin 2. manası ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki: “İhsân, Allahü teâlâya, O'nu görür gibi ibâdet etmendir. Her ne kadar sen, O'nu görmüyor isen de, O seni hep görmektedir. (Buhârî, Müslim)
Bu mevzûda, Allahü teâlâ da Kur'ân-ı kerîmde buyuruyor ki (meâlen): “Allahü teâlânın ihsân ettiği mâlda cimrilik edenler, onun zekâtını vermeyenler, iyilik ettiklerini, zengin kalacaklarını mı sanıyorlar? Hâlbuki kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O mâlları Cehennemde azap âleti olacak, (yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, baştan ayağa kadar onları sokacak)tır.” (Âl-i İmrân, 180)
“Muhakkak ki Allahü teâlâ adâleti [Her işte hakkı gözetme ve orta yolu tutma; haklıya hakkını verme; haksızlıktan sakınma; zulmün zıddı, kânun önünde eşitlik], ihsânı (iyilik yapmayı) ve akrabâya muhtaç oldukları şeyleri vermeyi emreder...” (Nahl, 90)
“Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere ihsân (iyilik) etmek, güzel huylu olmaktır.” (el-Berîkatü’l-Mahmûdiyye)
“Cûd” “Cömerdlik, eli açık olmak” manâsında kullanılan bir kelimedir.
 “Atâ” ise “İhsân, lütuf, bağış” anlamındadır. Buna “atiyye” de denir. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: “Biz (dünyâyı isteyenlerin de, âhireti isteyenlerin de) her birine, kısmet ettiğimiz rızkı veririz. Bu, Rabbinin atâsındandır.” (İsrâ, 20)
[Yarın da inşâallah “Fadl”, “Kerem”, “Lutf=Lütuf” ve “Cömertlik” terimleri üzerinde duralım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.