Peygamber efendimizle ilgili bazı âyet-i kerîmeler

A -
A +
Nûr sûresinde buyuruldu ki: “Aralarında hüküm verilmek üzere Allaha ve Peygambere çağırıldıkları vakit: Müminler, 'İşittik, itâat ettik' derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.”
 
İslâmın beş şartından birincisi [yanî İslâmın birinci şartı]“Kelime-i şehâdet”tir. Yanî Allahü teâlâya ve Peygamberine (aleyhisselâm) îmândır. Yanî onları sevmek ve sözlerini beğenip kabul etmektir. İki cihân saâdetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhıretin Efendisi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya bağlıdır. Ona tâbi olmak için de, îmân etmek ve onun getirdiği ahkâm-ı İslâmiyyeyi öğrenmek ve yapmak lâzımdır. Yine Muhammed aleyhisselâma tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, onu tam ve kusursuz sevmek lâzımdır.
Kur’ân-ı kerîmde, baştan sona kadar, Muhammed aleyhisselâma îmân edilip ona uyulması emrediliyor, ona uymayanların Müslümân olamayacakları, kâfir olacakları ifâde  buyuruluyor. 
[Maalesef  O'nu saf dışı bırakmak isteyen bazı kişiler, cemâatler türedi. "Kelime-i Tevhîdin 2. kısmını söylemeye lüzûm yok" diyen nasipsizler çıktı; "O bir postacıdan ibâretti; Kur'ân-ı kerîmi getirdi, işi bitti" diyen dinsizler çıktı. Tevbe sûresinin son 2 âyet-i kerîmesini Mushaf-ı şerîflerden karalayan kâfirler türedi.]
Hâlbuki, bakın âyet-i kerîmelerde ne buyuruluyor? [Meâlen]:
“Allaha ve Resûlüne itâat edin!” [Enfâl, 20]
“Resûlüme uyun ki, doğru yolu bulasınız!” [Nûr, 54]
“Allah ve Resûlüne itâat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.” [Ahzâb, 71]
“Resûle itâat eden, Allaha itâat etmiş olur.” [Nisâ, 80]
“De ki, “Allaha ve Peygambere itâat edin! Eğer [uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar.] Allah elbette kâfirleri sevmez.” [Al-i İmrân, 32]
“Allah ile Resûllerinin arasında farklı bir yol tutmak isteyenler kâfirdir.” [Nisâ, 150-151]
“Biz, her Peygamberi, kendisine itâat edilsin diye gönderdik.” [Nisâ, 64]
“Allah ve Resûlüne itâat eden Cennete, isyân eden Cehenneme gider.” [Nisâ, 13-14]
“Allaha ve Resûlüne inanmayan [kâfir olur]; kâfirler için de çılgın bir ateş hâzırladık.” [Feth, 13]
“Allaha ve Resûlüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.” [Ahzâb, 36]
“Aralarında hüküm verilmek üzere Allaha ve Peygambere çağırıldıkları vakit: Müminler, 'İşittik, itâat ettik' derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.” [Nûr, 51]
“O Peygamber, güzel, temiz şeyleri helâl; çirkin, pis şeyleri harâm kılar.” [A’râf, 157]
“Resûlümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!” [Haşr, 7]
“O [Resûlüm], vahyden başkasını söylemez.” [Necm, 3-4]
Bu konuda, Kur'ân-ı kerîmde daha birçok âyet-i kerîme vardır. Bugünlük bu bilgilerle iktifâ edelim. Yarın da inşâallah bu konuya devâm edelim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.