Hadîs ilminin fazîleti...

A -
A +
 
Meşhûr hadîs âlimlerinden İbnü's-Salâh hazretleri buyurdu ki: "Hadîs ilmi, dünyâ ilmi değil, âhıret ilmidir."
 
 
Tefsîr ve hadîs ilimleri, dînimizdeki en önemli ilim dallarındandır. Bizim ihtisâs sâhamız hadîs ilmi olduğundan, bugün bir nebze, bu ilmin fazîletinden bahsetmek istiyoruz...
Bilindiği üzere hadîs ilmi, ilimlerin en şereflilerindendir; çünkü bu ilim, Peygamber Efendimizin şerefli sözlerini, fiillerini ve tasviplerini/onaylarını doğru bir şekilde ortaya koyma gayreti içerisindedir. Tefsîr ilmi de, fıkıh ilmi de, diğer birçok İslâmî ilim de hadîse muhtaçtır.
Peygamber Efendimiz, "Bana, Kitap ve onunla birlikte misli/onun gibisi verildi" buyurmuştur. [Ebû Dâvûd, Sünen, II, 505]
Yine Sevgili Peygamberimiz, "Resûlullah'ın harâm kıldığı şey, Allah'ın harâm kıldığı gibidir" buyurmuştur. [Tirmizî, Sünen, V, 38; İbn-i Mâce, Sünen, I, 9-10]
İslâm âlimleri, dîne taalluk eden husûslardaki hadîs-i şerîflerin, Allahü teâlâ tarafından, Sevgili Peygamberimize vahyedildiğini kabûl ederler.
Bu konuda, "(Peygamber) kendi nefsinden konuşmaz; onun sözleri, kendisine vahyedilen bir vahiyden başkası değildir" (Necm, 3) âyet-i kerîmesini de delîl olarak alırlar.
Hassân İbn-i Atıyye (rahimehullah), bu konuda şunu ifâde etmiştir:
"Cibrîl (aleyhisselâm), Resûlullah'a, Kur'ânı getirdiği gibi, sünneti de getirir ve ona Kur'ânı nasıl öğretirse, sünneti de öyle öğretirdi." [İbn-i Abdi'l-Ber, Câmiu beyâni'l-ilm ve fadlih, II, 191]
Şâfiî mezhebindeki büyük âlimlerden İmâm-ı Nevevî (rahimehullah) demiştir ki:
"Kim hadîs ilmiyle rızıklandırılmış ise, o kimse, eşsiz bir fazîlete nâil olmuş demektir. Kim de, hadîs ilminden mahrûm kalmış ise, büyük bir hayırdan mahrûm kalmış demektir." [İmâm Suyûtî, Tedrîbü'r-Râvî fî Şerhi Takrîbi'n-Nevevî, s. 333]
Meşhûr hadîs âlimlerinden İbnü's-Salâh da, "Hadîs ilmi, dünyâ ilmi değil, âhıret ilmidir" demiştir. [Mukaddimetü İbni's-Salâh veya Ulûmü'l-Hadîs, s. 213] Hatîb Bağdâdî, hadisçilerin faziletini bildirmek için, “Şerefü Eshâbi’l-Hadîs” ismiyle müstakıl bir kitâb yazmıştır.
Sevgili Peygamberimizin (aleyhis-salâtu ves-selâm) "Allah, benim sözümü işiten ve onu iyice hıfzeden kimsenin yüzünü ak eylesin"; "Bizden bir hadîs-i şerîf işiten, onu hıfzeden, sonra da başkalarına teblîğ eden kimsenin yüzünü, Allah ak etsin" şeklinde duâları vardır.
Büyük âlimlerden Süfyân bin Uyeyne (rahmetullahi aleyh), "Hadîs ehli içerisinde hiçbir kimse yoktur ki, Resûlullah'ın (aleyhis-selâm) bu hadîs-i şerîfindeki mübârek duâsından dolayı, yüzünde bir aklık ve aydınlık olmasın" demiştir. [İmâm Suyûtî, Tedrîbü'r-Râvî, s. 333]
Şüphe yok ki, İslâm âleminde pekçok hadîs âlimi yetişmiştir. Bu büyük âlimlerin  başında "Kütüb-i sitte" denilen 6 muteber hadîs kitâbının müellifleri gelir. Bunlar İmâm-ı Buhârî, İmâm Müslim, İmâm Ebû Dâvûd, İmâm-ı Tirmizî, İmâm-ı Nesâî, İmâm İbn-i Mâce'dir (rahmetullahi aleyhim ecmaîn).
[Fakat bazı âlimler, 6. kitap olan Sünen-i İbn-i Mâce'nin yerine, İmâm Mâlik'in Muvatta'sını; diğer bazı ilim adamları ise, onun yerine İmâm-ı Dârimî'nin Sünen'ini zikretmişlerdir.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.