"Numan Efendi! Seni müderris olarak buraya alıyoruz..."

A -
A +
"İnsanların çoğu dünyalık elde edeyim derken âhiretlerini kaybetti çok yazık!.."
 

Ona göre her bir dil bir millet demekti. Bir bedende üç medeniyeti bir arada bulundurmak demekti. Dil bilmek; muvaffak olabilmede temel esastı. “Aradığımı öğrendiğim lisanlarda bulacağımı tahmin ediyordum. Zaten muhitimden uzak duruşumun bir sebebi de; kitaplarda tanıdığım ve öğrendiğim hakikatleri insanlarda bulamayışımdan dolayı değil miydi?” diye kendi kendine söylenirken önünden geçen baş müderris;
- Molla Numan! Okumaktan; gözlerin bozulacak! Biraz da istirahat etsen olmaz mı?
- !!!
Hocasının bu merakına sadece gülümsemekle yetindi Numan Efendi. Konuşmak niyetiyle sorduğunun farkındaydı. Diğer talebeler uzaktan onlara bakıyorlar ve muhakkak ki gizli, aşikâr merak içindeydiler.
- İstirahate ihtiyacım var efendim lakin… Burası başka. Bu medreseyi, buradaki müderrisleri bir daha bulamam endişesiyle vaktimi kıymetlendirmek istiyorum.
- Ya!.. Demek burası başka!
- !!!
Sual soran; söze girmek istiyor fakat nereden başlayacağına karar veremiyordu. Küçük bir dal alıp ileri attı. Numan, hürmetle bakıyordu. Oradan uzaklaşmak için bir bahanesi yoktu. Müderris bunu fark edince;
- Rahatsız olmayın, ben gidiyorum… Sizi kitaplarınızla baş başa bırakıyorum!
- !!!
Kalktı, birkaç adım yürüdü. Sonra birdenbire durarak tekrar yanına sokuldu; şimdiye kadar konuştuklarına hiç benzemeyen, ciddi, hatta biraz da hissi bir eda ile:
- Sahiden böyle bir medresenizin olmasını ister miydiniz?
- Evet efendim… Hem de çok!
- O zaman seni müderris olarak buraya alıyoruz.
- Şey!
- Şeyi, meyi yok Numan Efendi! Bütün müderrisler bu hususta hemfikirler. Mübarek olsun!
- İnşallah layık oluruz efendim!
- İnşallah! Lakin kafamızda bir sual var: Dünyadan, yani bütün insanlardan niçin bu kadar uzak duruyorsun?
- Efendim; bazıları var; en tabii haklarıymış gibi çok şeyler bekliyorlar! Elimde olmadan çok şey bekleyenlerden ve çok şey isteyenlerden uzak duruyorum... Yanlış anlaşılmak istemem efendim, bu taleplerin muhakkak söz hâline gelmesi şart değil...
- !!!
- Bazılarının öyle bakışları, öyle bir gülüşleri, kinayeli olarak öyle laf dokunduruşları, hülasa öyle bir muamele edişleri var ki... Kabuğuna çekilmemek mümkün değil!
- Hımmm! Demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyor! Ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. Seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir hududu, bir sonu olmamasını çok isterdim Molla Numan. Beni asıl, bu ümidin boşa çıkması üzüyor...
- Estağfirullah efendim! Sizi üzmek istemem! Bundan sonra kendimi daha toparlayacağım inşallah! Artık her şeyi apaçık konuşabilirim... Birçok şeyi ilim uğruna feda ettik! Çok şükür!
- İnsanların çoğu dünyalık elde edeyim derken âhiretlerini kaybetti çok yazık!
- Efendim, ikisi bir arada olmuyor! DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.