"Fatıma Hatunum... Hocamın kokusunu getiren sultanım!.."

A -
A +
"Bana emr-i Hakk vâki olursa kızım Fatıma’yı İbrahim Hakkı’ya nikâhlayın!"
 
Tillo’dan hocasının mahdumlarından gelen mektupta şöyle yazıyordu:
Mektubu iki kardeş kafa kafaya vererek yazdık. Ben Hamza Ganiyyullah ve Mustafa Fânî.
Malum-u âliniz merhum pederimiz sizi pek severdi. Bize de nasihat ve vasiyet etmişti; 'İbrahim bizimdir, benden sonra da… Sakın onu unutmayın, sakın onu üzecek bir hâl ve harekette bulunmayın. O benim has evladımdır...’
Muhterem efendim bilerek ya da bilmeyerek sizin hakkınıza girdiysek hakkınızı bizlere helâl edin. Bir defter hazırladık geçmişte bize hakkı geçen sevdiklerimizle helalleşmek için; şimdi herkese ulaşıp hem hakkımız varsa helâl ettiğimizi söylüyoruz hem de onlardan helâllik diliyoruz. Siz de hakkınızı helâl ediniz, ne olur ne olmaz, gidip dönmemek, gelip bulmamak var…
Bir de babamın en mühim vasiyetini arz etmek istiyoruz: Bir defasında bizlere buyurmuşlardı ki: ‘Bana emr-i Hakk vâki olursa kızım Fatıma’yı İbrahim Hakkı’ya nikâhlayın, ehl-i beytimizden olsun’ Bu mühim haberi vermek için yazdık. Hanımefendiniz âhirete göçmüş. Vefat haberini duyduğumuzda çok üzülmüş hatim okuyup hediye etmiştik. Takdir-i ilâhi neylersin ki böyleymiş. Şimdi emaneti duyurmamızın vakti geldiğine kaniyiz. Bu hakikati bilesiniz diye yazdık. Rabbim müteveffa ablamıza rahmet eylesin, sizlere de sabr-ı cemil versin, başınız sağ olsun. Kıymetli vaktinizi almamak için mektubumuzu kısa kestik. Hakk teâlâya emanet olasın...
Hamza Ganiyyullah ve Mustafa Fânî...”
              ***
“Ah hocam hep bizi düşündünüz, vefat etmeden evvel de sonra da...” dedi, çocukların birbirleriyle ve anneleriyle şakalaşmaları arasında tahta kapıyı tıkırdattı, “Bismillah” çekerek içeri girdi.
- Selâmün aleyküm!
- Ve aleyküm selâm ve rahmetullah...
- Fatıma Hatunum. Hocamın kokusunu getiren sultanım!
- Estağfirullah Bey! Buyurun efendim!
- Zevcem olmamdan memnun musun?
- O nasıl söz efendim! Hem de pek memnunum! Benim için; sizin zevceniz olmak dünyanın en büyük nasibi, en büyük şerefidir bey! Siz bize merhum pederimizin emanetisiniz!
- Siz de bize muhterem hocamın en mühim hediyesi sultanım! Bilirsin kocanın kadın üzerinde hakkı olduğu gibi, kadınında kocası üzerinde hakkı vardır. Unutma; senin hakkını ihmal edersem hiç çekinmeden ikaz et, çünkü insan hata yapmaya müsaittir. Gönlünü kırarsam ikaz et beni, ya da mazur gör...
- Siz müteessir olmayın efendim! Ben sizi efendim bilmişim, sevincin, sevincim, kederin kederim, dileğiniz dileğimdir, huzurunuz ise huzurumdur! Her hâlinize razıyım yeter ki vaazlarınıza devam ediniz, din-i islâmı tebliğ ediniz herkese. Pederimizin hizmetlerini bıraktığı yerden devam ediyor görmekten maada başka bir şey istemem!
- Böyle demekle, böyle düşünmekle kendinize yakışanı yapıyorsunuz Fatma Hanımım. Ya ben ne olacağım?
- Sana ne olmuş ki bey? Herkes sana imreniyor! DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.