"Onu bunu bilmem, düşman düşmanlığını yapacak!.."

A -
A +
Kadın kadına hayallerini konuşturup dururlarken bir grup çocuk eve doluştu.
 
- Feraseti kuvvetli seyidimin! “Akıl yaşta değil, başta” derdi büyüklerimiz! Ben tam anlayamadım çocukların bağrışmasından! Ne dedi Osman Bedreddin Efendi?
- Seyyidim; “Eski kaide, halkın kadim kanunu yıkılmış ve yerine yeni hiçbir şey yapılmamış. Bütün Müslüman ahali, beş on hak bilmez, hukuk tanımaz zalimin eline terk edilmiş!” diyor, hülasa olarak.
- Kız bizim herif derdi ki; onların çoğu döneklerdenmiş... Gizli haç taşıyanları bile varmış!
- Ben gözümle görmeseydim inanmazdım! Kapı komşumuz da öyle çıktı. Abimin müsebbibi de onlar zaten!
- Biz hep uyumuşuz Nene!
- Kız anam işten, güçten başımızı kaldırıp sağımıza solumuza mı bakabiliyorduk ki kim nedir, ne yapar bilelim!?
- Ne yazıktır ki, hükûmet de uyutulmuş! Kuvvetini kaybetmiş, idareyi neredeyse bunların eline bırakmış!..
- Zavallıların; ne fukaralarına verecek beş paraları var, ne kendilerini düşünecek hâlleri..
- Şimdi bir hayır sahibi çıkıp yol gösterse, öteden Ermeniler karşı çıkacak, halkı korkutacak. Şikâyet edecek, “yanlıştır” diyecek! Çünkü onlar esnafın böyle kör, böyle sessiz kalmasını isterler. Hâlbuki dünya durmuyor, her gün yenileşiyor. Bu hâl ile gidilirse Seyyid Osman Bedreddin Efendi’nin düşündüğü doğru çıkacak, buralar elden gidecek, yabancıların, düşmanların eline geçecek! Allah muhafaza!
- Ağzından yel alsın! Demek Osman Efendi bütün bunları görmüş, pek korkmuş da, fakat tam anlatamamış.
- Nasıl anlatsın ki? Deli derlerdi! Onu bunu bilmem düşman düşmanlığını yapacak! Biz de boş durmayıp birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendireceğiz onlara inat.
- He vallahi! Doğru diyorsun Nene Gelin!
- !!!
Kadın kadına hayallerini konuşturup dururlarken bir grup çocuk eve doluştu. Duydukları bir haberi, tez elden annelerine ulaştırmak istiyorlardı. “Kötü haber çabuk yayılırmış meğer!” Çocuklarını telaşlı gören analar sustu, gelenlere baktı. Daha yaşça büyük olanı:
- Ana korkmayın da! Urusların en büyük orduları, Hasankala’yı geçmiş Erzurum’a doğru geliyormuş!
- Top sesleri duyuluyormuş!
- Tüfek atışları da...
- Bütün Ermeniler de silahlanmış! Hatta kadınları, kızları da!
- Vah başımıza gelen vah! Nerede, kim söyledi?
- Her tarafta konuşuluyor!
- Aman Allah’ım! Birisi şaka olduğunu söylesin ne olur?
- !!!
Nene Gelin, bir yolunu bulup dışarı çıkıp döndü. Her yerde Rusların ilerleyişi konuşuluyordu. Haber, kısa zamanda şehre yayılmış. Dadaşlar, köklü bir arayış içine girmiş. Erzurum’un eşrafından, içlerinde Müftü Efendi’nin de bulunduğu bir heyet, Ahmet Muhtar Paşa’ya çıkmaya hazırlanıyormuş.
-Sözü dinlenir, hatırlı büyüklerimizin bir de istidat hazırladığı söyleniyor. Emek Bayraktar Efendi emir tayin edilmiş. Paşaya diyecekleri varmış!
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.