Türk Geceleri

A -
A +

Haber şöyle... "Turizm Bakanı Mustafa Taşar, tartışmada son noktayı koydu. 'İsteyen istediği yerde dansöz oynatabilir; Türk gecelerindeyse dansöz oynatmak kesinlikle yasaktır'. Bizler, Filistin, 1 Mayıs, açlar, işsizlik, enflasyon, üniversitelerdeki çifte standart, sevgilerin kaybolması... ve benzeri problemlerle meşgulken meğerse bazı tuzu kurular, Türk Geceleri'nde dansöz oynatılıp oynatılmamasını kendilerine dert edinmişler. Bakan da restini çekmiş. "Kesinlikle yasak!". Tıpkı işgal İstanbul'u. Vatanın has evlatları cephelerde ekin gibi biçilirken, yozlaşmış bir güruh, yabancılarla akşamdan sabaha zevk, sefa ve eğlencedeydiler. Belli ki bakan Taşar, o kadarını söyleyebiliyor. İleri gidip dansöze toptan karşı çıkarsa koltuğu dahi tehlikeye girebilir. Şu sosyal manzarada dansöze gerek var mı? Mankeninden sanatçısına birçok kimse dansözden beter dansöz. Bakan haklı. Bu ülke, yabancı misafirlere tanıtılacaksa illa dansöz diye direnmek yersiz. O bir tanıtma değil aşağılamadır, batırmadır. Türkiye denince bazı dünya vatandaşları şunu hatırlamaktalar... Şiş kebap, rakı ve dansöz. Bu imaj, Türkiye için hakarettir. Ne yapsın batılı senin dansöz döküntünü. O sadece kendi kendini aldatma. Tanıtım sanıp yerinde sayma. Üstelik dansöz diye tutturanlara şunu sormalı. Kendi hanımınızın, kız kardeşinizin, kızınızın... dansöz olmasını ister misiniz? Onların bir sürü aç önünde soyunup dökülerek masalara, sahnelere çıkmasına razı mısınız? Çünkü onlar da birilerinin kız kardeşi. Gerçi bu soruya kaçı "hayır!" der bilemeyiz. En azından bazıları "kendisi istiyorsa ne sakıncası var?" diyecektir. Birkısım nüfus kâğıdı Türkleri bu noktaya gelmiştir. Onun için bakan, ancak rüşveti kelamla bu yüz kızartıcı tanıtım şekline muhalefet edebiliyor. Türkiye böyle tanıtılmaz. On yıllar boyu sürdürülen bir yalan artık bitsin. Ne şiş kebap, ne rakı, ne dansöz. Turist, asla bunlar için gelmiyor. Turist, tarih, tabiat ve kültüre gelmekte. Rakının, dansözün kültürle zerrece alâkası olabilir mi? Turizm Bakanlığı'nın tertiplediği bir dış seyahatte yakamıza yurdumuzu sembolize eden bir lale rozeti takıldı. Kaç yıldır kim görse "bu ne?" diyor. Soru Türkiye'nin ne kadar tanıtıldığına en çarpıcı örnektir. Türkiye'yi Türkiye'de yaşayanlar bile bilmiyor. Onlar dahi yıllar yılı şiş kebap, rakı, dansöz safsatasıyla kandırıldılar. Ne Topkapı, ne sanat abidesi mimari eserler, ne hatlar, ne çiniler, ne el emeği göz nurları, ne Selçuklu, Beylikler, Osmanlı mirası, ne lale ... Varsa dansöz, yoksa rakı, şiş kebap ve arada bir bahsedilen lokum. Bu basitliğe Zulu kabilesi bile tenezzül etmez. Bir avuç toplumdan kopuk köksüzlerin tarif ettiğine Türk Geceleri denmez. O bir başka âlemdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.