Haydi hayırlısı

Bütün partilere eşit mesafedeyiz. Fakat zaruretler Türkiye'nin menfaatine olarak tek parti iktidarını emrediyor. Onun için tek parti iktidar olsun diyoruz. Muhatap belli olur, kimse koalisyon bahanelerine sığınamaz. İster sosyal demokrat, ister muhafazakâr sağ kim olursa olsun, doğrusu tek başına iktidar. Ama diğer taraftan meclis dışında kalmayı da bir ziyan olarak görüyoruz. TBMM'ye giremeyen parti sayısı bu seçimlerde daha da çoğalacak. '99 seçimlerinde barajı aşamayan partiler mecliste olsalardı belki de bir erken seçim ihtiyacı doğmayacaktı. Hatta kitleler orada hakkıyla temsil edilseydi 28 Şubat sancıları da yaşanmayabilirdi. Bir buçuk ay kadar evvel Recep Tayip Erdoğan'la bir telefon görüşmesinde CHP ile işbirliğine giderek mecliste temsil ekseriyetini temin için öncülük yapmalarını, 2-3 parti mecliste diğerleri baraj sularına gömülmüş tablonun iyi olmadığını söylediğimizde hiç olmazsa bir dönem Amerikan modelinin tatbikinde yarar olduğunu dile getirdi. O model, kuvvetli bir iktidar ve kuvvetli bir muhalefet esasına dayanıyor. 2.5 parti sistemi doğarsa bu seçimin zaafı layıkıyla temsil edilememek olur. O yüzden daha ilk günden tartışmalar başlayabilir. Bu itibarla AK Parti ile CHP'nin dediğimize kulak vermeleri herkesten evvel kendi menfaatlerine olacaktı. Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu'nun değişmesi ve yüzde 10 barajın yüzde 5'e çekilmesi iyi olacaktı. Bir ön şart yerine gelmeden sandığa gidilmekte. Bunu yapma mükellefiyeti de koalisyon partilerinin vazifesiydi. Binlerce ikaza rağmen oralı olmadılar. Bu seçim aynı zamanda 21. Asırdaki ilk seçimimizdir. Türk seçmeni, 1876'dan beri sandıkla tanışık. Hemen hemen 1.5 asır olmuş. Artık seçenin de seçilenin de seçilmeyenin de hazımlı ve olgun olması lazım. Ne kazanan için ebedi kazanmak söz konusu ne de kaybeden için. Bu seçimlerle birlikte güdümlü demokrasi devrinin de bitmesi gerekir. Sivil unsur dışı güçlerin devreye girmesine lüzum yok. Herkes Türkiye'yi seviyor. Herkes bu ülke ve yarınki nesiller için çalışıyor. Öyle olmayanlar çıkarsa hür medya hesap sorar, sivil toplum kuruluşları peşine düşer, seçmen eler. 4 Kasım sabahı siyaset bitsin iş başlasın. Oyalanacak vaktimiz yok. Dünya ile yarışıyoruz, yarışmak zorundayız. Türkiye'yi dünya ile yarıştıracak iktidarlar yaşayacaktır.