HAREKÂT, UFUKTA!

A -
A +
ABD, Suriye Özel Temsilcisiyle beraberindeki ekibin Ankara’da Türk yetkililerle yaptığı görüşmelerin sadece oyalama olduğu, bir samimiyet görülmediği net biçimde görülüyor. Anlaşılan o ki buraya “Ankara’ya kadar gittik ama laf anlatamadık!” demek için gelmişler.
ABD heyeti, Fırat’ın doğusuna ilişkin olarak güya Türkiye’nin kaygılarını dinleyip gereğini yapmak için geliyordu. Geldiler fakat onlar yoldayken bir skandal patladı:
Ankara’daki müzakereler daha başlamadan sanki özür dilemek ve müsterih olun diye teminat vermek için CENTCOM/ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı General Kenneth McKenzie, ve DEAŞ karşıtı koalisyon temsilcilerinden Büyükelçi William Roebuck, Suriye’nin PYD/YPG işgalindeki bölgeye giderek burada SGD/Suriye Demokratik Güçler’in sözüm ona komutanı Şahin Cilo ile görüşmüştü. Bizim “terör” örgütü dediğimize Washington “SGD” diyor.
Bu görüşmeyi, PYD/YPG sözcüsü Twitter’dan duyurdu. Bu duyurma işi ya Amerika tarafından istendi. Veya PYD arayı bozmak için yaptı. Niyetleri ne olursa olsun. Önemli olan “stratejik ortakların” böyle bir görüşme yapmış olmalarıdır.
James Jeffrey, daha Ankara’ya inmemişken bu haber, ikili müzakereleri kekte hâle getirmişti. Toplantı, ikili oynayan, kafasının arkasında başka hesaplar olan bir muhatapla görüşme rahatsızlığıyla cereyan etti. Öyle anlaşılıyor ki bugüne kadar sadece havanda su dövülmüş. Bu müzakerelerden mutabakat çıkması mümkün değil. Teklif ve talepler, ortası bulunamayacak denli birbirine zıt ve uzak.
Bir kere konunun masaya yatırılmasında çok geç kalınmıştır. Türkiye, Güvenli Bölge’yi 10 yıl önce teklif etmiş fakat Amerika, bunu duymazdan gelmişti.
Şimdi mevcut müzakere masasında Ankara şu şartları koşmaktadır:
1-Fırat Nehri’nin doğusuna kurulacak Güvenli Bölge 32 km uzunlukta olacaktır.
2-Derinlik, Suriye içlerine doğru 80-90 km’yi bulacaktır.
3-Güvenli Bölge yalnızca Türkiye’nin kontrolünde olacaktır.
4-PYD/YPG-PKK bu bölgeden sürülüp çıkarılacaktır.
5-Bu örgüte verilen silahlar toplanıp elinden alınacaktır.
ABD ise Güvenli Bölge’nin BM Barış Gücüvari milletlerarası bir kuvvet tarafından kontrolünü istiyor.
Bu manzaradaki masadan bir mutabakat ve uzlaşma çıkması beklenemez. Askerî müdahale dışında bir yol kalmamış görünüyor.
Kaybedecek vaktimiz yok. Mutabakat olmadığına göre mecburen harekât yapılacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.