ŞUŞA BEYANNÂMESİ

A -
A +

Şuşa Beyanâmesi’nin birinci sene-i devriyesi sebebiyle 17 Haziran 2022 günü Bakü’de, 18 Haziran’da da Şuşa’daydık. Bu cümleyi, Azerbaycan’daydık şeklinde de yazabilirdik. Öyle denmesi de mümkün fakat biz, bu gibi durumlarda Anadolu’daki bir beldemizi zikredercesine şehir adlarını söylemeyi tercih ediyoruz…

 

GİRİŞ:

 

Anadolu Yayıncılar Derneği ile Azerbaycan’ın Yeniçağ Medya Grubu ve Azerbaycan-Türkiye Evi, 16-19 Haziran 2022 Tarihleri arasında “Anadolu’dan Karabağ’a Türkiye-Azerbaycan Medya Forumu” başlığı altında bir toplantı tertiplemişlerdi. İletişim Daire Başkanlığıyla Kültür Bakanlığı destek veriyordu. Mevzubahis faaliyetler, iki panel ve bir seyahat şeklinde gerçekleşti. Etkinlikte İstanbul, Anadolu ve Azerbaycan’dan çok sayıda haberci, yazar ve televizyoncu vardı.

17 Haziran günü resmî açılış ve başlangıç konuşmalarından sonra panellere geçildi.

O gün Bakü’de iki panel oldu. Bunlardan biri “Karabağ Zaferinde Azerbaycan ve Türkiye Medyasının Rolü” başlığını taşıyordu. Diğer panel ise “Türk Dünyası Medya İşbirliği Arayışları”na dairdi. Türk Devletleri arasında mevcut ve olması gereken dil birliği ve iş birliğine dair medya münasebetleri üzerine olan bu çalışmada biz de konuşmacıydık…

 

GELİŞME:

 

Balkanlardan Doğu Türkistan’a kadar yayılan mümbit gönül coğrafyamızda çıkan veya neşrolunan gazete ve kitapların okunabilmesi ve anlaşılabilmesi zaruretine temas ettik. Bu maksadı hayata geçirmek için ortak Türkçe inşası gerekmektedir. Lehçe ve şîve farklılıkları tabiî ki zenginliktir. Devam da edecektir. Fakat gönül iklimimizde, Türk Devletleri Teşkilatı sahasında İstanbul Türkçesi esas olmalıdır. İstanbul, nasıl ki şehirler şehridir, ebedî Payitahttır bunun gibi İstanbul Türkçesi de 200 milyonun değişik lehçe, şîve ve ağızlarla konuştuğu Türkçe’nin de en hâlis, en güzel şeklidir. Bu minval üzre görüşlerimizi neredeyse yarım asra yakındır dile getirmekteyiz. Bugün gerçi televizyon denen bir gerçek var. Hudut tanımadan topraklara girmekte. Ama ne hazin ki dünkü İstanbul Türkçesi de bugün yok. Ekran, İstanbul Türkçesinin yayılmasına aracılık edeceğine sorumluluğunun farkında olmadan Batılı dillere ait kelimeleri doğuya taşımaktadır. Forum veya panel densin istemezdik. Diğer yandan Türkçe bahsinde Türkiye ve Azerbaycan arasında kazanılmış olan büyük yakınlaşma dikkatlerden kaçmıyor. Buna rağmen bu alanda yapılacak çok iş, alınacak mesafeler var.

18 Haziran’daysa Şuşa’daydık:

Bitip-tükenmez fakat çok manzaralı dönemeçli yollarla varılan Şuşa, Bakü’ye 6 saat kadar mesafedeki tarihî bir şehirdir. Karabağ’ın merkezidir. Küçüktür fakat Azerbaycan’ın kültür başkenti gibidir. “Şişe” anlamında olduğu tahmin edilen başı dumanlı Şuşa, deniz seviyesinden bin 500 metre kadar yükseklikte yer alıyor. Uzaktan bakınca kayalar üstüne kurulduğu zannediliyor. Gidip girilince kayalarda olmakla birlikte düzlükte olduğu görülüyor.

Sovyetler Birliği dağılınca Ermenistan, 28 Aralık 1991’de Karabağ’ı işgal etmişti. Bu zalim işgal, 29 yıl sürdü. Ermenistan, Azerbaycan’ın yüzde 20’sini gasbetmiş olmasına rağmen 2020 Eylül’ünde fütuhat hülyalarına kapılarak yeni aparma ve katliamlara girişti. Bunun üzerine Türkiye-Azerbaycan Birleşik Türk Kuvvetleri, 27 Eylül 2020’de karşı taarruza geçti. Ermeni ordusu, ateş dalgalarına 40 gün kadar dayanabildi. Ermenistan Başbakanı Paşinyan, 9 Kasım günü teslim olduklarını açıkladı. Birleşik Türk Kuvvetleri, kesin ve tarihî bir zafer kazandı. Karabağ, ana vatana kavuştu.

Ermenistan’ın teslim olması üzerine 10 Kasım 2020’de Ateşkes Andlaşması akdedildi. Andlaşma, Azerbaycan’la Ermenistan arasında yapıldı. Metinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın taraf devlet temsilcileri ve Vladimir Putin’in de müşahid devlet Rusya Federasyonu’nun temsilcisi sıfatıyla imzaları bulunmaktadır. Andlaşmanın Azerbaycan cihetinden en mühim maddeleri, zaferle kurtarılan toprakların Azerbaycan’da kalması ve Nahçıvan’dan başlayarak Ermenistan üzerinden geçip Azerbaycan’a varacak olan Zengezur Yolu’nun açılmasına karar verilmiş olmasıdır. Bu koridor 43 km’dir. Çalışmaya başladığında yeni bir İpekyolu doğacak, Türk dünyası kara yoluyla da birbirine ulaşabilecektir…

Şuşa Dramı:

Ermenistan askeri, Şuşa’yı terk etmek zorunda kaldığını anlayınca bu şirin şehirde âdeta taş üzerinde taş bırakmamıştır. Camiler dâhil her tarihî ve sivil eser büyük zarar görmüş bulunuyor. Karabağ beylerinin konağı da iskelete çevrilmiş. Sayın Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan ile İlham Aliyev, 15 Haziran 2021 günü sadece duvarları ayakta kalabilmiş olan bu konağın önünde Şuşa Beyannâmesi’ni imzaladılar. Stratejik muhtevaya sahip beyannâme ile askerî, savunma, iktisadî, sanayi, enerji, petrol, gaz, taşımacılık gibi hemen her sahada iş birliği esas alınmaktadır. Beyannâme, Azerbaycan ve Türkiye’den birine saldırılması hâlinde bu saldırının her iki devlete yapıldığı anlamında olduğunu kayıt ve karar altına almıştır. Nitekim her tarafta her iki ay yıldızlı bayrağımız birlikte dalgalanmaktadır.

Şuşa, şimdilik iskâna kapalıdır. Yeniden inşa ediliyor.

 

SONUÇ:

 

Azerbaycan’da “İki Devlet Tek Millet” keyfiyetinin bütün keyfine varılıyor.

Lakin artık denen şu:

-Neden Tek Millet, Tek Devlet değil?

Evet; önce Azeri Türkçesiyle sonra da İstanbul Türkçesiyle soralım?

-Niçün ?

-Niçin?

Tasalanmayın!..

Şuşa Beyannâmesi, bu yolda atılmış muhkem bir adımdır.

Beli; öyledir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.