ROMAN Bizim Sayfa Senaryo Grubu

Paltolu, yaşlı, kısa boylu kadın başında atkısı, kolunda çantası, ağır adımlarla tek katlı binaya yaklaştı...

Nilüfer, karşısındaki sedirde boylu boyunca uzanmış annesinin cesedine bakarken gülümsüyordu.

Perihan Abla’yı yolcu ettikten sonra anahtarı kornişin üzerine koyup, ekmek almaya bakkala gitti Hale!

Minderin üzerinde yarı yatmış Makbule hasta yüzünü zorlayarak tebessüm etti hafiften…

“Bir yerde okumuştum; kalp, âşık olacağı kişiye otuz saniye içinde karar veriyormuş.”

Su doldurduğu çaydanlığı, bahçeden içeri taşıyıp kurdukları sobanın üstüne koydu. Kibrit aradı...

Sanki çocuk anlayacakmış gibi ya da en azından çocuğuna saygı için sesini alçalttı Makbule...

"Senin hasretin bu Makbule’nin hasretinin yanında devede kulak kızım. Gerçi burada doğmuş ama..."

“Bu gece ihtilal olacak” dediler, “Asker yönetime el koydu” dediler. Artık asker yönetecekmiş!..

Hale biraz da kendisini meşgul etmek için salonu ve iki odayı bir güzel süpürdü...

Lokma boğazında kaldı Hale’nin, az kalsın tükürecekti. Yutmayı kolaylaştırmak için çaya davrandı...

Hale, demir kapının hemen solunda, ev ile kapı arasına sıkışmış betondan küçük kulübeyi fark etti!..

Ayağa kalkınca sendeledi, düşecekti, yatağın sağında irice ahşap sandığa tutundu son anda.

Hale içeride karşılaştığı manzara karşısında sadece şoku değil, korkuyu ve pişmanlığı yaşadı!..

Hale, sedirin altından çıkardığı kibrit koleksiyonundaki kutuları sırayla çıkarıp yerde kilimin üzerine koyuyordu.

Hale’yi gördüğü günden sonra Nahit’in bir gözü köprü işinde, bir gözü tek katlı evin ahşap kapısındaydı.

Bugüne kadar ikizinden sadece uyurken ayrılan Hale, şimdi onsuz ne yapacaktı?

Halime, eski öğretmenlerinden Turgay Öztürk’ün oğlu, Köksal’ın ağabeyi Murat'la nişanlandı.

Öğretmenin oğlu Köksal, “yakan top” oynar gibi, koltuğunun altındaki topu iki kardeşi “vurmak” için fırlatıverdi!..

Babaya göre daha otoriter olan anne Perihan, yine de kızlarını “hizaya sokmada” İdris’in adını kullanırdı.