Miras...

A -
A +
Altı gün önce babaları ölen iki kardeşin konuşmaları giderek tartışmaya dönüşüyordu.
-Yapma abiciğim, ben dinin emrini söylüyorum.
-Sen keyfinin emrini söylüyorsun. Evet! Ne bakıyorsun?! Nefsinin emrini söylüyorsun sen!
-Olur mu öyle şey abi...
-Len babam öleli haftası dolmadı, ne mirası?
-Mirası usulüne uygun olarak pay etmenin babama bir zararı yok ki... Tam tersine...
-Sus... Senin derdini biliyorum ben... Gözüme baksana sen... Sana o dükkânı kap-tır-ma-ya-ca-ğım! Boşuna nefes tüketme...
***
Ağabey B.K. ile kardeşinin baba evinin verandasındaki hazin tartışması, gelen ziyaretçi aile sebebiyle yarıda kaldı.
Cumartesi kuşluk vaktiydi.
***
Pazar geçti.
Pazartesi günü olanların bu tartışma ile ilgisi var mıydı bilinmez ama birkaç gün sonra gazetelere yansıyan haber çarpıcıydı:
***
"Halı dükkânını yılanların işgal ettiğini söyleyen iş yeri sahibi belediyeye başvurdu. Dükkân sahibi B.K. dört gündür iş yerini açamıyor. B.K. hafta başında dükkâna giren tezgâhtarın yılanlardan birini fark ettiğini söyledi. Ardından yılanların sayısının arttığını görünce belediyeye başvurduklarını anlatan B.K., yaşadıkları korku sebebiyle çalışanlarıyla birlikte günlerdir dükkâna giremediklerini kaydetti. B.K. içerideki malzemeleri de dışarı çıkaramadıklarını belirterek, şöyle konuştu: Belediye ilaçlama yaptı ama sadece yılanlardan birini öldürebildiler. İçeride altı tane daha yılan olduğunu tahmin ediyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, çaresiziz. Zararımız büyük."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.