Sadık Söztutan

“Rıza Efendi iki ekmek bir süt” diye pankartla aşağılanan Rıza Çalımbay, Kadıköy’de hem eksik hem kalecisiz kaldığı maçı kazanmıştı.

Nina’yı dinliyoruz: “2013 yılının Kasım ayıydı. Moldova’nın Rişcani şehrinden İstanbul’a ‘farklı niyetlerle’ gelmiştim. Çünkü arkadaşlarımdan bazıları gayrimeşru yolla zengin olup, ülkemize geri dönmüştü.

Torreira’nın yokluğunda saha dar geldi Sara’ya… Her golde vardı.

Daha önce İstanbul Fatih’te alzaymır hastası babasıyla yaşayan borsacı Oğuzhan’ı konu etmiştim. Garson Nergis’e âşık olmuştu. Aynı ailedeyiz. Onlar artık evli.

Okan Buruk oyuncudan verim almada ve alternatif üretmede rakipsiz.

Serbülent abi, öğretmenlikten müfettişliğe geçtiği 2013 yılında, tatsız bir olay sebebiyle İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldı. Memleketi Kahramanmaraş’a tayin istedi ve oraya yerleşti. 6 Şubat 2023 tarihine kadar, on yıl orada kaldı.

Stoperlere bak; Abdülkerim’den bir asist, Merih’ten iki gol…

Cumartesi günleri eve gelen gazeteyi okuduktan sonra dükkânına götürdüğüm Macit amca “Bir gün benim de öykümü yazarsın” demişti. Öyle oldu.

Bu maç Fener’in başarısızlığı değil, Samsun’un başarısı üzerinden okunmalıdır.

- Ben uzun ömrümü toprak, mala, kerpiç, kazı ile geçirdim kızım. Senin arkeoloji değil aromakoloji okumanı istiyorum. İstikbal kozmetiktedir.

Maçtan bağımsız olarak, yıllar sonra sahalarda yeni bir Popescu izlemek keyifli… Skriniar’dan bahsediyorum.

Recep, gece yarısı Çağlayan durağından metrobüse bindi.

Bu sonuç Steven Sadettin Saran’a dramatik bir karşılama oldu.

Biz Yetiştirme Yurdu derdik. Bizden öncekiler Himaye-i Etfal Cemiyeti, bizden sonrakiler Çocuk Esirgeme Kurumu dediler. Şimdilerde ise Çocuk Hizmetleri Müdürlüğü diye anılıyor.

Transfer döneminde, geçen sezonun takım legolarını darmadağın eden iki kulüp, yeni legolarını düzgün bir şekilde üst üste dizmek üzere sahaya çıktı.

Her evin kendine has kokusu ve havası vardır. İki komşu ev birbirinden tamamen farklıdır. Kardeş evleri bile olsa…

Bu utançla yaşayamayız. Hemen silmeliyiz bu tabelayı…

- Selma Hoca’m, sizi evinize bırakayım. - Teşekkür ederim, metro şurada, ben her zamanki gibi gideyim. Sağ olun. - Peki.

“Fener’in iki galibiyeti, lige yeni çıkan ve ilk fırsatta gidecek olan iki takımdan.”

Şoför arabayı hareket ettirdikten sonra, kapı tarafında oturan yol arkadaşına, ortadaki boş koltuğun üstünde duran ceketini gösterdi