Süper Mario coştu bir kere

Önce bi ilk yarıya bakalım mı: Üç takım vardı sahada... Beşiktaş, Eskişehirspor, Quaresmaspor...

Beşiktaş eski maçlarına oranla daha bir yorgun ve durgundu. Alışık olduğumuz hızlı ve organize ataklar yerine, Sosa'nın "ayağına" bakan bir oyun...

Quaresmaspor topuk, çalım, yürüyüş, rakip hoca ile tartışma, özetle kendi havasında... Sosa'nın pasında "mecburen" Beşiktaş'a döndü ve ortaya kesti; Gomez'in golüne asist yapmış oldu. Oyunda kaldığı ilk 45 dakikada tek olumlu işi de buydu.

Muslera'nın kurtarışına destan yazanlar Tolga'nın müthiş çelmesine ne diyecek? Beşiktaş defansının tatil yaptığı anda, Khalifa'nın burnunun dibinden şutunu nasıl çıkardı öyle?

Resmen maçın dönüş anı oldu 42. dakika...

İkinci yarıya bu kez "11 kişi çıkan" Beşiktaş, daha çabuk oynamaya başladı.

Önce Mario Gomez karşı karşıya durumda kaçırdı. Ama çifter çifter atmayı alışkanlık haline getiren Süper Maio yılmadı; Oğuzhan'ın verdiği pası hiç "kurcalamadan" direkt kaleye şutladı; yine ikiyi buldu.

Ersan öyle böyle ama oynayınca da iyi oynuyor. Dün müthiş kritik müdahaleleri vardı, arada kaynamasın.

Rhodolfo ise hiçbir topu rastgele kullanmadı. Sağlam ve dik durdu. Al sana Popescu... Gekas'a yaptığı asist, maçtaki tek hatasıydı.

Oğuzhan... Atiba... Gökhan... Hepsi alkışı hak etti...

Cuma, cumartesi, pazar... Her gün liderin değiştiği ligde Beşiktaş çok önemli üç puan aldı ve bir günlüğüne G.Saray'ın oturduğu koltuğa "az müsaade canım" diyerek tekrar oturdu.

Rahat bırakırlarsa genç "düdük" Deniz Ateş Bitnel iyi bir hakem olacak.