"Evet, biz evleneceğiz kararımız bu baba..."

A -
A +
Genç kızın her söylediği sözün ardından buz gibi bir hava esiyor, bir şok yaşanıyordu...
 
 
Aynı seremoni Cahit Bey’le de tekrarlandı. Hakan heyecanla Dilek’i oturma odasına aldı. İtina ile hazırlanmış sofra insanın iştahını açıyordu. Dilek odayı dikkatle süzüyordu. Gözlerinde beliren küçümser ifade Necile Hanım’ın dikkatinden kaçmamıştı. İçinde bir ürperme duydu. Hemen atıldı:
- Anneniz, babanız nasıllar kızım?
Dilek lakayt bir tavırla baktı kadına:
- Onların buraya geldiğimden haberleri yok.
Bir sessizlik oldu. Hakan durumu düzeltmek için ortaya seslendi:
- Biz çok açız ama. Hemen oturalım sofraya...
Necile Hanım kızı Esra’ya başıyla işaret etti:
- Haydi kızım çorbayı getir.
Dilek başköşeye geçmişti. Sofradaki yemeklere bir göz attı. Sonra Hakan’a döndü:
- Çorba mı içeceğiz? Ordövr yok mu önce?
Herkes birbirine baktı. Cahit Bey hafifçe boğazını temizledi:
- Sıcak bir çorba ile açılış yapmanın uygun olacağını düşünmüştük kızım. Ama tercih etmezseniz eğer zeytinyağlımız da var. Siz arzunuza göre alın isterseniz. Bizde ısrar yok.
Dilek gülümsedi. İleri gittiğinin farkına varmış olacak ki çorba tabağını uzattı Necile Hanım’a...
            ***
Bir müddet kimse konuşmadan yemeklerini yediler. Cahit Bey sessizliği bozan kişi oldu:
- Babanız demir ticaretiyle uğraşıyormuş galiba...
Dilek umursamaz bir şekilde salatadan bir lokma aldı. Sonra Cahit Bey’e döndü:
- Evet, kendisinin demir atölyeleri var. Hem üretiyor hem de ticaretini yapıyor.
- Pek güzel. Allah bol kazançlar versin kızım. Anneniz ev hanımı herhâlde?
Başını salladı Dilek ağzındaki lokmayı çiğnerken:
- O ev kadını. Ama evde bulamazsınız hiçbir zaman. Bir sürü arkadaşı vardır. Onlarla vakit geçirir. Malum, sosyete dünyası hep böyle. Sabah akşam arkadaşlarıyla kâğıt oynar.
Necile Hanım irkildi. Yan gözle oğlu Hakan’a baktı. Genç adam kendinden geçmişçesine Dilek’i seyrediyordu. Cahit Bey gülümsedi:
- Tercih meselesi tabii ki... Başka kardeşiniz yokmuş sanıyorum.
Omuz silkti Dilek:
- Yok, aman iyi ki de olmamış. Asla istemezdim.
Esra atıldı çatalını kenara bırakarak:
- Ama bir kardeş her zaman iyi oluyor, insan arkadaş gibi oluyor. Biz ağabeyimle öyleyiz mesela...
Dilek dudak büktü:
- Ben istemem. Çekemezdim. Çevremde benden başkasına ilgi gösterilmesine tahammül edemem.
Cahit Bey ve Necile Hanım birbirlerine baktılar. Başını önüne eğdi kadıncağız. İçindeki sıkıntının nedenleri ortaya çıkıyordu artık yavaş yavaş. Cahit Bey ellerini birbirine kenetleyerek öne doğru eğildi:
- Oğlum sizden bahsetti bize.
Dilek arkasına yaslandı:
- Evet, biz evleneceğiz. Kararımız bu.
Genç kızın her söylediği sözün ardından buz gibi bir hava esiyor, bir şok yaşanıyordu. Hakan müdahale etmek gereğini duydu bir anda:
- Evet baba, biz kararımızı verdik. Dilek’le evleneceğiz. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.