Zirveden aşağıya doğru kaymak!..

A -
A +
Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın Elâzığ’a gitmesini, "Ekrem İmamoğlu gönderdiği yardımların yerine ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek amacıyla bölgeye gitti" gibi ayıplı bir sözle savunmaya çalışmıştı. Ben ise adamımı bildiğim için, "Millet can derdinde, Ekrem İmamoğlu siyasi şov peşinde" demiştim. Kimin haklı olduğu dün itibarıyla ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Elâzığ'a giderek kameralara birkaç poz verdi ve bölgeden ayrılıp Tunceli'ye gitti. Komünist Partili Belediye Başkanı'nı ziyaret etti ve ortalıktan kayboldu. "Ne oldu, nereye gitti?" diye merak ederken dün Erzurum'da ortaya çıktı. Elâzığ’a gidişini davul zurnayla haber veren, Tunceli ziyaretini bir medya ordusuyla birlikte gerçekleştiren İmamoğlu, her ne hikmetse Erzurum'a gidişini kimselere haber vermedi.  Peki, Başkan'ın tatilde olduğunu nasıl öğrendik? Erzurum Palandöken'deki bir otelde kendisiyle hatıra fotoğrafı çekilen birkaç kişinin bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşması sayesinde... Fotoğraflar dün geceden itibaren sosyal medyada dolaşıma girince ve tabii okkalı tepkiler birbirini takip edince Başkan, Erzurum'da kayak tatili yaptığını el mahkûm açıklamak zorunda kaldı. Gizli tatil ifşa olunca, "Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum’u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizin her köşesi başka bir değer, başka bir cennet" diyerek kendini savunuyor. Ben size seyir defterindeki durumu anlatayım isterseniz...  Doğulu olduğum için bilirim o bölgeyi. Erzurum ile Elâzığ’ın arası 5-6 saattir. Her iki ilin arasında da Tunceli vardır. Giderken önce Elâzığ’a ulaşırsınız. Yola devam etmek isterseniz sırasıyla Tunceli'ye sonra Erzurum'a geçersiniz. Yani güzergâha bakınca Ekrem İmamoğlu sanki Erzurum'a tatil yapmaya giderken Elâzığ ile Tunceli'ye şöyle bir uğramış gibi görünüyor. Yalnız yaptığı açıklamaya dikkat edin! Hemen yanı başındaki Elâzığ’da insanlar cehennem hayatı yaşarken, başkan ülkenin cennet köşesine gitmiş kayak yapıyor.  İşin gülünç tarafı, "Ben tatil yapmaya geldim" demiyor. "Erzurum'u hissetmeye geldim" diyor.  Bir belediye başkanı düşünün ki tüm Türkiye'nin deprem acısı yaşadığı saatlerde Erzurum'un nasıl bir cennet köşesi olduğunu, kayak yapmanın nasıl bir keyif olduğunu hissetmeye gitmiş. Hatırlatmak belki sevimsiz bir durum olacak ama bu tür davranışlarına daha önce de rastladık. Başında bulunduğu İstanbul'u sel vurduğunda da tatildeydi. O günlerde de gelip şöyle bir görünmüş, yine tatile gitmişti. Eskiden İstanbul'un Vasip Şahin isimli bir valisi vardı. Her kar yağdığında öğrencilere kar tatili izni veriyordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bu durumdan çok etkilenmiş olacak ki her doğal afet sonrası tatil hisleri kabarıyor. Yarım saat çalışıyor, hop tatile... Bir bakıyorsun Bodrum'da tatilde. Sonra İstanbul'a iki görünüp hop İzmir'e koşuyor. Sonra İstanbul'da bir iki daha görünüyor, hop Hacı Bektaş Veli anmasında. Uçağı İstanbul'a aktarmalı uğrayan turistler gibi, İstanbul'a bir iniyor, hemen akabinde bir daha tatile çıkıyor.  Tuhaf olan ne biliyor musunuz? Herhangi AK Partili bir belediye başkanı şu tatili yapmış olsaydı var ya. Şu anda belli bir kesim o belediye başkanını diri diri gömüyor olacaktı. "Böyle bir günde şu yapılana bak. Vay vicdansız, vay izansız herif" diye duyar kasanlar sosyal medyada terör estirecekti.   Ama söz konusu Ekrem Başkan olunca iş başka bir boyuta evriliyor. Düşünsenize... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın resmî Cezayir ziyaretini eleştirip, "Ülkende deprem olmuş, sen yurt dışına gidiyorsun" diyenler, Ekrem İmamoğlu'nun tatil fotoğraflarını görünce, "E, ne var bunda? Adam tatil yapmasın mı?" diye pişkince cevaplar verebiliyor. Sadece sloganik bir şekilde "Ekrem Başkan büyük adam" demeleri bu kesimin hizmet gibi bir beklentisi olmadığını gösteriyor.  Evet, evet! Ekrem Başkan gerçekten büyük adam. "Bizim en büyük sorunumuz depremdir. Buna acilen yoğunlaşmalıyız" dedikten hemen sonra, İstanbul'da depreme ayrılan bütçeyi yüzde 65 oranında düşürecek kadar büyük bir adamdır kendileri! Artık ben de inanıyorum. Bir gün yolu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne düşerse kesin çalışacak! Hele şu kayma işini bir bitirsin, siz o zaman çalışmak nasılmış göreceksiniz! Bu arada hatırlatayım. Kayak yapmakla siyaset yapmak arasında ciddi farklar vardır. Siyasette tırnaklarınızla kazıya kazıya zirveye ulaşırsınız. Kayakta ise zirveye çok kolay yollardan çıkar aşağı doğru kayarsınız... Ekrem İmamoğlu şu ana kadar yaptığı çalışmalarla, kayak ile siyaseti çok güzel harmanladığını gösteriyor. Siyasetçi olarak çok kolay yollarla çıktığı zirveden hızla aşağı doğru kayıyor. Hangi yamaçta duracağını sanırım yakında görmüş olacağız. Son bir not... Uzun zamandır iktidar kesiminin Ekrem İmamoğlu'na boş alan bıraktığını, İmamoğlu'nun bu alanda şov yapma imkânı bulduğunu, siyasetçilerin bu alanı kapatması durumunda İmamoğlu'nun da şov yapacak bir ortam bulamayacağını dile getiriyordum. Elâzığ’da bunun çok güzel bir örneğini yaşadık. İktidar tüm kurum ve kuruluşlarıyla bölgeye inince, Ekrem İmamoğlu şov yapacak alan bulamadı. Bulamayınca da birkaç saatlik ziyaretin ardından Elâzığ’ı terk etmek zorunda kalıp soluğu tatilde aldı. Şimdi partisi bile kapalı kapılar arkasında yapılan bu işe "Siyasi intihar" diyor, kendisini yerden yere vuruyor.  İnşallah birileri bu durumdan ders çıkarıyordur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.