Güçlendirilmiş parlamenter zulüm!

A -
A +
Türkiye 9 Temmuz 2018 tarihinden bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile yönetiliyor.
O günden bu yana bir tartışmadır gidiyor.
Muhalif kesim, "Rejim" demeyi tercih ettiği bu sistemi istemiyor. "Biz iktidara geldiğimizde güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getireceğiz" diyorlar.
Bunu söylemelerinin üzerinden yaklaşık 2 buçuk yıl geçti.
Getirmeyi vadettikleri sistemle ilgili çalışma yapıp yapmadıklarını soruyoruz. Ha bugün ha yarın diyorlar ama 2 buçuk yıldır tek bir maddesini bile yazmadıkları ortada...
Gerçi daha önce kapalı kapılar ardında HDP'nin de içinde olduğu bazı partilerle bir çalışma yapmaya kalktılar ancak gizlilikleri faş olunca hepsi inkâr edip bir yana kaçıştı...
Neyse, ben işin orasında değilim.
"Güçlendirilmiş" hâle getirmeyi düşündükleri parlamenter sistemi biraz irdelemek istiyorum bugün...
Türkiye'nin son 50 yılına baktığımızda Parlamenter Sistem sayesinde taş üstünde taş bırakmadılar.
50 yılda iki darbe yaptılar.
O darbelerden birinde bir Başbakan ve iki Bakan astılar. İkinci darbede, yani Kenan Evren döneminde ise 5 bin insanı suçsuz günahsız yere ortadan kaldırdılar.
50 yılda 3 tane "E-Muhtıra" yayınladılar. 
Merhum Necmettin Erbakan'ı "Gerekirse silah kullanırız" diye tehdit ederek Başbakanlık koltuğundan indirdiler. 
50 yılda ülkeye 5 büyük ekonomik kriz yaşattılar.
Öyle bir kriz ki...
700 lira olan dolar bir gecede 1.500 liraya fırladı.
Öyle bir kriz ki...
Şu anda yüzde 17'lik faizden yana dert yanıyoruz ya hani. O zamanlar gecelik faiz yüzde 7 bin 500 civarındaydı.
Şaka yapmıyorum!
"Ecevit döneminde faiz oranları" diye yazın, Google’dan sonuçlarına kendiniz bakın. 
İşte bu krizler sayesinde bankaları, 370 milyar dolar para çalarak hortumladılar.
Size o soygundan da küçücük bir örnek vereyim.
Parlamenter Sistemle başa getirdikleri Ahmet Necdet Sezer, dönemin Başbakan'ı Ecevit'in suratına Anayasa kitapçığı fırlattı. Kitapçık daha havadayken "Kriz çıktı" bahanesiyle birkaç saniye içinde Merkez Bankası'nın 5 milyar dolarını iç ettiler! 
50 yıllık Parlamenter Sistem sayesinde yapmadıkları zulüm, etmedikleri hakaret kalmadı.
Laiklik kavramı üzerinden terör estirdiler.
Çok eskiden ezanın Türkçe okunmasını, imam ve müezzinlerin terörist muamelesi görmesini geçtim.
Çok yakın zamanda milyonlarca öğrenciyi kılık kıyafetinden dolayı okullara sokmadılar. 
Milyonlarca kadını başörtüsü gerekçesiyle kamu kurum ve kuruluşlarına sokmadılar. Oğlunun şehadet beratını almaya giden şehit annesini garnizon kapısından içeri sokmadılar.
İnançlı kesime yönelik zulmü, "Bin yıl sürecek" diyerek birbirlerine müjdelediler.
Yine çok yakın zamanda, bir belediye başkanını sırf ülkeyi yönetecek pozisyona gelmesin diye şiir okuduğu gerekçesiyle hapse attılar, yetmedi siyaseten yasakladılar.
Ve yine çok yakın zamanda "Cumhurbaşkanı'nı millet seçemez" diyerek kampanya düzenlediler. 367 garabeti üzerinden milletvekillerini "Meclis'e girmeyin yoksa darbe olacak" diye tehdit ettiler.
Bu sistem sayesinde vatanına sadakatle bağlı olan Kürtlere kimlik vermediler, “Kürt yoktur, kart-kurt vardır” dediler. Bu sistem sayesinde 50 yıl boyunca bütün Kürtleri terörist olarak damgaladılar...
Saydığım bu insafsızlıkların, bu vicdansızlıkların tamamı "normal" olan Parlamenter Sistem döneminde ve sayesinde yapıldı. Şimdi bu sistemi daha da güçlendirilmiş hâle getirmek için mücadele ediyorlar.
Peki kimlerle beraber getirecekler bu sistemi?
PKK’nın partisi HDP ile…
“Biz HDP ile birlikte bu ülkeye demokrasi getireceğiz” diyorlar.
"Normalinde" bunları yaşadıysak, PKK’nın da içinde olduğu "güçlendirilmiş sistemde" neler yaşayacağımızı varın siz hesap edin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.