“Korkutayım derken”

A -
A +
“O kadar insana karşı kendimi fizik gücümle savunmam imkânsızdı. Geriye tek çare kalıyordu”
 
Köyümüz Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlıydı. O gün ben iş yerimden eve dönüyordum. Yaklaştığımda gördüm ki bizim evin önüne kalabalık birikmiş. Çoluk çocuk ağlayıp sızlanıyor. Ne olduğunu bilemediğim bir ağıt figan beni şaşkına çevirdi.
“Acaba evimizde bir ölüm mü oldu?” endişesiyle koşmaya başladım. Eve geldiğinde olayı detaylarıyla öğrendim. Çok şükür ölen yoktu ama esaslı bir kavga çıkmıştı. Komşu ailenin fertleri bizim aileden dört kişiyi feci şekilde dövüp hastanelik etmişlerdi.
Daha önce bu iki ailenin arası gergin iken şimdi bu gerginlik kavgaya dönüşmüştü. Yaralıları acilen Ankara Numune Hastanesine götürmüşler. Ben de zaman kaybetmeden motosikletimle hastaneye gitmek üzere yola koyuldum. Heyecanım ve korkuma bir de öfke eklenmişti. Motoru son sürat kullanırken hiç beklemediğim bir pusuyla karşılaştım. Meğer hasmımız olan komşular bu defa da benim yolumu kesmişler. Fren yapıp durmamla birlikte ne oluyor filan demeden bam güm bana giriştiler… Kimi taş atıyor kimi elindeki sopayla saldırıyordu.
Yüreğim ağzıma geldi. Nefesim daraldı. Geri dönüp kaçacak hâlim yoktu. Ama burada bu şekilde bir iki dakika kadar daha kalırsam beni de yere serer ve linç ederlerdi. Ölmektense savunmaya geçmek akıllıca hareketti.
O kadar insana karşı kendimi fizik gücümle savunmam imkânsızdı. Geriye tek çare kalıyordu. Köroğlu’nun dediği gibi silah… Silah bulundu mertlik bozuldu demiyor muydu? Belimdeki tabancamı çıkartıp havaya ateş etmek istedim. Ben ateş açınca karmaşa oluşacaktı. Herkes bir anlık şaşkınlık yaşarken ben de motosikletime atlayıp kaçacaktım.
Ama silahı havaya doğrultup ateşlememle “yandım anam!” diye bir kişinin yere yığılması bir oldu… O anda gözlerimin önü karardı… Başım döndü… Ne yapacağımı şaşırdım… Tabii beni çepeçevre saranların çil yavrusu gibi dağıldığını görüyordum ama yere bir serçe gibi vurulup yatanın hâli ne olacaktı? Ben şimdi durup dururken katil mi olmuştum?
O anda binlerce soru ve pişmanlık beynime hücum etti. Ben şimdi bu öldürdüğüm insanın hakkını nasıl ödeyecektim? Kendimi nasıl savunacaktım? Benim yüzümden çocuklarım ve eşim perişan olacaktı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.