Ünal Bolat

“İğne vurulmayı bekleyen 40 kişi kadardık. Bana üç kişi kaldığında ameliyat önlüğü giydirdiler.”

“Baba korktum, karnın çöktü göğsün yukarı çıktı. Vücut serum almıyordu” filan dedi...

“Fişi prize takıp düğmeye basınca robot bir anda çalışmaya başladı.”

“Artık pideyi almıştım. Fırından yeni çıkmış. Kıymalı, yumurtalı pide hem de tereyağlı.”

Olay sorulduğunda, “ecel gelmiş, arı bahane oldu” diyenler arasında hekimler bile var...

“Ormana çalışmaya girenleri sevindiren özelliği yardımseverliği ve imece yaptırmasıydı...”

“Alışverişin orta yerinde, gözümün takıldığı bir noktada yüreğim hop etti, inanamadım!..”

“Gereksiz merakım yüzünden, Ayla öğretmenimize, Alaaddin Bey’i sormuştum.”

 “Bu çocuğun Alman olduğunu öğrendiğimde bu yaptığı hizmetlerini hiç yadırgamadım."

“O yıllara kavuşmak ayrı bir nimet vesilesiydi o yıllarda yaşayabilmek ayrı bir çileydi...”

“Söylemek kolaydı ama otelin masraflarını kim karşılayacaktı? Belediye mi karşılayacaktı?”

“Ayşe ağlıyor, çaresizce beni arıyordu. Başta çok endişelenmiştim. Ne olduğunu sordum.”

“Müessese Müdürü Paşa Beyin yüzüne telefonu kapatmışsın, hakaret etmişsin, ne yapacağız?”

“Bir anda gözlerimiz doldu. Öyle duygu dolu anlardı ki kelimelerle tarifi imkânsız…”

“İşkencenin her türlüsünü seyrediyordum suratsız bir ifadeyle aynaya bakarken...”         

“Güneş, batıya koşturup batınca ışıklar yandı. Tenteler altına geçtik. Masalar kuruldu...”

“Gün battı. Işıklar yandı. Kırmızı tentenin altına büyükler yerleşti, çocuklar çimenlere yayıldı...”

“Birbirlerine yaslanan omuzlar, hayatın yükünü paylaşacaklarının ilk işareti gibiydi...”

“Ben kendim kaza yaptım diye ne tutanak tuttum ne resim çektim ne polis çağırdım!..”

“Balıkesir’den 15.00 sularında Bursa’ya hareket ettim. Şartlar yolculuk için çok uygundu...”