“Beklemek ne zormuş Allah’ım”

A -
A +
“Sevinçle heyecanın aynı anda yüklenmesine dayanamayan annem baygınlık geçirdi”
 
 
Yanlış teşhis sebebiyle geç kalınması sonucu patlayan apandisit sebebiyle kardeşimin ameliyatı çok zor geçmişti. İkinci bir ameliyata giren kardeşim için doktor bu sefer ümitli olmadığını söyleyince kahrolduk.
O zaman aile denen ve birlikte yaşanan insanlardan bir tekinin yokluğunun ne kadar acı olduğunu, yüreğime hançer gibi saplanan bir acıyla duydum ve anladım.
Zaman sanki durmuştu. Saatler ilerlemiyor, kulaklarımız duyabilmeyi arzuladığımız iyi bir haber için sadece sessizliği dinliyordu...
Yeniden bir bekleyiş başlamıştı. Beklemek... Gelmesi istenen mutlu bir vakti beklemek… Hasretle yolları beklemek... Diktiği fidanın büyümesini beklemek… Dünyaya gelmesine sebep olduğu çocuğunun büyümesini beklemek...
Günlerce yine annemle refakatçi olarak bu bitmeyen bekleyişi sürdürdük. Babam işinden fırsat buldukça uğruyor, ihtiyaçlarımızı temin etmeye çalışıyordu.
Kardeşimin kolları, takılan serumların iğnesinden âdeta delik deşik olmuştu. O yıllarda her defasında yeni bir serim kanalı açmak gerekiyordu. Şimdiki gibi kelebek takma şansı yoktu. Patlayan apandisit ve onu takip eden iki ameliyat, bitmez- tükenmez iğneler, ilaçlar zavallı küçücük kardeşimin dayanma gücünü tüketmişti.
Allah derdi verince sabrını da veriyor ki; o da biz de bu duruma yavaş yavaş alışıyorduk. Ama hiçbir zaman içimde titreyen ümit ışığı büsbütün tükenmemişti. Devamlı, onu bize bağışlaması için Allah’a dua ediyordum.
Nihayet doktor müjdeyi verince, bir an sevinçle heyecanın aynı anda yüklenmesine dayanamayan annem yeniden baygınlık geçirdi. Ama bu baygınlık sevinçtendi… Doktorun da yardımıyla bu defa kendine çabuk geldi.
Sevinçten kardeşime sarılmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk. Tam o sırada babam da geldi. Bir an ne olduğunu anlayamadığından korku ve şaşkınlıkla donakaldı. Ölen kardeşimin üzerine mi kapandı zannetti bilemiyorum “Yavruuum!” diye feryat ile içeri daldı. Ama biz hemen başımızı döndürüp “müjde baba müjde” diye çığrışınca adamcağız sevinç gözyaşlarını tutamadı…
Çok şükür büyük bir tehlikeyi atlatan kardeşim iyileşti. Onun çektiği ızdırapla kendimizinkini karşılaştırdıkça “Acaba biz ondan az mı çektik?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Beklemek... Bundan daha çok yıpratan ne var? Allah bütün bekleyenlerin bu bekleyişlerini ümit ettikleri iyiliklerle neticelendirsin. Herkese sağlık sıhhat ve afiyet versin.
Nurhan Y. – Konya
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.