Köyde iğne yaptırmak şansa kalmıştı!

A -
A +
“Bütün köylülerin sağlık konusunda sıkıntılarının olduğunu dilim döndüğünce anlattım...”
 
Gülek’e geldiğim o yıllarda maalesef sağlık ocağı yoktu. 8 km uzaklıktaki Çamalan’a gidiliyordu.
Köyde yalnız bir ebe vardı. O da Belediye Başkanı'nın geliniydi. Maalesef belli bir resmî yeri de yoktu. Müracaat etmek isteyen, Başkan'ın evine gidiyordu. Görevi sadece doğum işiydi. Köyde iğne yaptırmak şansa kalmıştı.
Bir gün rahatsızlandım ve doktor iğne verdi. İlkini orada yaptırdım ama ya gerisi? Her gün Çamalan’a gitmem gerekiyordu. Ertesi gün Çamalan’a köyün dolmuşları ile gittim. Sağlık ocağında ne doktor var ne hemşire. Sağlık memurunu sordum, “kahvede” dediler. Hakikaten kahveye gittiğimde oturmuş aznif oynuyordu. Aznif dominonun delikanlıcasıydı. Gülek’ten iğne yaptırmaya geldiğimi söyleyince gönüllü, gönülsüz; “İğnen var mı?” dedi.
Olmadığını söyledim. “Sağlık ocağında olması gerek” dedim. Onu da bilmediğini söyledi. Sağlık ocağına geldik. Sağı solu aradı, bulamadı. Baktım çöp sepetinden bir şeyler arıyor. Nihayet aradığı şeyi buldu. İğne yapılmış yani kullanılmış bir enjektör. “Bu ne?” dedim. “Bunu kaynatıp senin iğneni yapacağım” dedi.
Önce razı olmadım. Çöpe atılan bir enjektörle iğne yaptırmak ne riskli bir şeydi. Ama baktım başka çare yok o enjektörle iğneyi yaptırdım...
Köye gelir gelmez bir dilekçe yazıp Mersin Sağlık Müdürlüğüne gönderdim. Bir gün sonra bahçede çalışırken beni belediyeden çağırdılar. Gittiğimde Mersin Sağlık Müdürü olduğunu söyleyen bir zatla sağlık ocağı doktoru ve bana iğne yapan memurun Belediye Başkanının odasında beni beklediklerini gördüm. Benim gibi bütün köylülerin sağlık konusunda sıkıntılarının olduğunu durumun hiç iç açıcı olmadığını dilimlin döndüğünce anlattım…
“Sayenizde bir sağlık ocağının yapılmasını istiyorum” dedim.
Bir zaman sonra tekrar gittiğimde beni çağırarak; “Gel hele müdürüm gel. Sana bir şey göstereceğim” dedi. Gittiğimde arzu ettiği sağlık ocağını ve lojmanının yapılmış olduğunu gördüm. Tabii çok sevindim ve Başkan'ı tebrik ettim, “hayırlı olsun” dedim... "Eğer 1970’ten beri şu senin dilekçen gibi iki dilekçe daha verilmiş olsaydı şimdiye kadar çoktan sağlık ocağı yapılmış olurdu. Şimdi sana söz veriyorum, elimden geleni yapıp bu dileğini yerine getirteceğim” dedi. Hakikaten müdür beyin vaadi yerine geldi. Gülek’e çok güzel bir sağlık ocağı yapıldı...
          Hüseyin Hilmi Levent/Tarsus
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.