Sevgi, şiddetten üstündür!..

A -
A +
“İyi sicil ve başarılı çalışmalarından ötürü cezası uygulanmayacak!..”
 
 
Teftişe çağrılan öğretmenin yaşadıklarını anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Öğretmenin müfettişe verdiği cevap şuydu:
“Bir öğretmen yalan söyler mi? Ben öğrencime vurduğumu inkâr etseydim, onların yüzüne nasıl bakabilirdim efendim, artık bana güvenebilirler miydi?”
Başkan bu cevap karşısında çok etkilenmişti. Bir öğretmen elbette ki dürüst olmalı doğruyu söylemeliydi. Fakat sebebi ne olursa olsun, ne kadar zorlanırsa zorlansın şiddete başvurması da doğu olamazdı. Her sorunun bilimsel çözümünü eğitim ortaya koymuştu.
Şiddet, “sorunlarını eğitim yoluyla çözemeyen, sabır etmesini beceremeyen ve sevgisi eksik” olanların yolu olabilirdi ancak.
Bu duygularla, öğretmene hitaben; “çocuklar birer gonca güldür öğretmenim. Şiddet, öfke, kin, korku vb. onların susuz kalarak solmalarına sebep olur. Minicik yüreklere üzülmek değil, sevinmek, mutlu olmak yakışır... Sicil dosyanı gördüm. Çok başarılı bir öğretmen olduğun belli... Öğrencilerini de mutlaka çok seviyorsundur. Fakat ne olur, eğitime şiddeti değil tebessümü ve sevgini yansıt lütfen” diye konuştu.
Bu konuşmaları beklemeyen öğretmen, üzüntüsünü unutmuş, mahzunlaşmıştı. Mahcup ve suçluluğun ezikliği ile konuşmaya başladı:
“On altı yıllık öğretmenim. Bu hatamı, kırmadan dökmeden bana anlatarak ikna eden olmadı. Sözlerinizden çok etkilendim. Bundan sonra hayatımda şiddet asla olmayacaktır. Bugün ben, yıllarca edinemeyeceğim önemli bir ders aldım sizden. Bu bana yeter. Caza alacağıma da artık üzülmeyeceğim” diye sözlerini tamamladı. Ses tonu kararlı, ikna edici ve samimiydi.
Bu söylemleri dinleyen Başkan “madem pişman oldunuz, bundan böyle eğitim öğretimde sevgiyi hâkim kılacağınıza ben de kalben inanıyorum. Gerçekleri görmenizden de mutlu oldum. Kaldı ki siz zaten yalan söylemeyen bir insansınız. Olumlu siciliniz ve başarılı çalışmalarınızdan ötürü; yasanın ilgili maddelerini dayanak olarak alıp cezanın affedilmesine yardımcı olacağım, bundan emin olabilirsiniz” diye itirafta bulundu.
Öğretmen sevincinden uçacak gibiydi. Mutluluğu, ceza almaktan ziyade, yaşadıkları ile ilgiliydi. Çok ilginç ve etkileyici bir ders almıştı. Ve de altın değerinde, dünyasını değiştiren bilgiler...
“Çok teşekkür ediyorum efendim, saygılarımla” diyerek müsaade istedi.
Gözlerinin içi gülüyor, çekinerek geldiği soruşturma bürosundan, mutlulukla ayrılıyordu.
            Seyfettin Karamızrak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.