Cami halılarının sırrı!..

A -
A +
“Osmanlı, benzer camilerden çok sayıda yaptırmış ve buralara din görevlisi atamıştır.”
 
Bu olay bana Bartın ilinin bir köyünde anlatılmıştır. Aslında köy ismi ve cami ismi de verilmiştir ama bu gibi durumlarda hedef olunmaması ve dedikodusu yayılmaması açısından yazmıyoruz.
Ben de bu anlatılanı birkaç kişinin bulunduğu sohbet esnasında dinlemiştim. Hatta anlatım esnasında benim dışımdaki kişilerin tamamı aynı mahalleden isimlerdi. Almanya’dan emekli Mustafa Bey, Satı ve damat Aziz Bey hatırladıklarımdandır.
Köyün camisi; dere kenarında, kuyusu olan, önünden asfalt geçen, tamir görmüş, yarı ahşap eski bir yapıdır. Tarihî olması sebebiyle biraz da haşmetli ve de esrarengiz hâli vardır. Bir de caminin önünde bölge insanı tarafından “yatır” diye düşünülen bir kabir vardır.
Kastamonu arşivlerinde yer alan bilgilere göre cami, Karadeniz Bölgesi’ne 1840 yılından sonra yapılan büyük göç sonrasında inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, benzer camilerden çok sayıda yaptırmış, çevreden ve İstanbul’dan çok sayıda tayinler yapmıştır. Camiler, İstanbul camilerini çağrıştıracak özellikte inşa edilmeye çalışılmış yapılardır. Camilerin yapılmasında dikkat çeken konu; mahalle ve mezra mesabesinde (seviyesinde) çok sayıda yerleşim yerinde ikamet eden insanların kolay ulaşabilmelerinin dikkate alınmasıdır. Bundan dolayı da köy aralarında boş arazilere yapılmış olmaları dikkate şayandır. 
Bir masa başında çok sayıda kişiye anlatılan çalınan halıların sırrı şu şekildedir: İki kafadar, Bartın’ın bir köyünden hırsızlık için geceleyin bu köyün camisine gelirler. Camiye hırsızlık için girdiklerinde, para edebilecek ne var ne yok araştırırken ancak kayda değer bu halıları bulabilirler. Camii tarihî olmasından dolayı da halıların tarihî halı olduğunu düşünürler. Gecenin bir vaktinde halıları arabaya yüklerler ve doğruca kendi köylerine giderler. Amaçları, çaldıkları halıları kullanmak değil satıp da paralarıyla ihtiyaçlarını karşılamaktır. Halıları daha önce terkedilen bir eve boşaltırlar. Müsait bir zamanda satmayı düşünürler. Fakat satmak için sakladıkları halıları çıkarıp satmaya bir türlü cesaret edemezler. Peki neden? Cesaretlerinin kırılmasının nedenleri vardır.
Bu sebeple bu iki kafadar yaklaşık iki ay kadar halıları bekletirler. Çünkü halıları koydukları evde ve köyde bazı esrarengiz durumlar hissederler… İkisi de sebebini bilemediği bir şekilde korku yaşamaktadır. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.