Sonunda köylüye itiraf ederler

“Kulaktan kulağa anlatılanlar, dilden dile dolaşır ama gerçek çok zaman sonra anlaşılır.”

 

Camiden halı çalan hırsızların durumuyla ilgili hatıraya bugün de devam ediyoruz...

Bartın’ın bir köyünde camiden halı çalan iki kişi, bu halıyı satmak istese de bir türlü cesaret edemezler. Önceki hırsızlıklarında hiç sıkıntı yaşamazken bu caminin halısını nedense satmaya niyetlendiklerinde içlerinde bir sıkıntı başlar. Sebebini kendilerinin de bilemediği bir korku bir panikatak hâli yaşamaya başlarlar.

İşin dahası korkutulma hâlleri, rüyalarında da olmaktadır. İşin garibi halıların çalınmasından önce böyle durumlarla hiç karşılaşmamışlar. Rüyalarındaki korkutulma hâli, halıları satmaya her niyetlendiklerinde daha bir artış göstermektedir. Halıların satılması bir tarafa korkutulma, yaşanmaz hâl almaya başlamıştır. Gündüz hayallerinde gece düşlerinde korkudan hafakanlar geçirir olmuşlardır.

Bu iki kafadar bir türlü kurtulamadıkları bu korku sebebiyle halıları satmaktan vazgeçmeye karar vermişlerdir. İşte o zaman sanki bir anda üzerlerinden dağlar kalkmış gibi hafiflemişlerdir.

Hemen o akşam halıları tekrar bir arabaya yükleyip götürüp çaldıkları caminin bahçesine kimse görmeden bırakırlar. Sabah namazına gelen cemaat halıları cami avlusunda görünce şaşırır!..

O sabahtan itibaren halıların bulunduğuna dair haberler her tarafa yayılır. Ama anlatılanlar kulaktan kulağa metafizik anlatımlara sahne olur. Her anlatan bir diğerine halıları bırakanların sırlar âleminden güçlere ait olduğunu anlatır. Hatta halıların oraya gelmesini orada bulunan yatıra ve cami yakınında bulunan diğer kabirlerdeki metfun kimselere bağlayanlar vardır. Anlatılanlar, dilden dile dolaşır ama gerçek çok zaman sonra anlaşılır.

Şöyle ki, halıları çalanlar, Bartın Pazarı'nın kurulduğu bir günde bu durumu itiraf ederler. Çünkü halıları geri bırakmaya zorlandıkları gibi itiraf etmeye de zorlandıklarını itiraf ederler. Ayrılırken de daha önce benzer çok suçlar işlediklerini ve sadece bu işledikleri suçta böyle duruma düştüklerini ifade ederler. Köy halkından ve cemaatten af ve helallik isterler. Anlattıklarına göre korkutulmaları eski yaptıkları hırsızlıkları bırakmalarına da sebep olur...