“Peki, şartınız nedir?”

A -
A +
 "Size yolu tarif ederiz ama bir şartla" deyince bu defa şaşırma sırası iki gence gelmişti!..
 
Efendim bu köşenin okuyucularının bildiği gibi Mehmed Emin Tokâdî Hazretlerinin türbesini ziyarete giderken taksiciler ile olan muhabbetli ve tatlı hatıralarımız olmuştu… Onları sizinle paylaşmıştım.
Bir seferinde de, yürüyerek gitmeye niyetlendik bir arkadaşımla… İstanbul-Sirkeci'de, Ankara Caddesi üzerinde bulunan, Serhend Kitabevi'nden çıktıktan sonra yokuş aşağı, yaklaşık 100-150 metre yürüdük. Sonra Âşir Efendi Caddesinin, Ankara Caddesi ile kesiştiği köşeye geldik.
O esnada eski model, şimdi nostaljik olan bir araba bize korna çalarak durdu…
İçerisinde iki genç vardı. Şoförün yanında oturan genç aracın camını açtı. Selam verdikten sonra: “Biz Mehmed Emin Tokâdî Hazretlerinin türbesini arıyoruz” demez mi?!
İnanın o an biz şoke olduk!
Çünkü Mehmed Emin Tokâdî Hazretlerinin kabri şerifleri taa Unkapanı’nda Zeyrek yokuşundaydı. Orası ile bizim Sirkeci’de bulunduğumuz nokta arasında o kadar çok mesafe vardı ki… Üstelik bu arkadaşların geldiği Âşir Efendi Caddesi de çok ters bir güzergâh idi.
Hayretler içinde kaldık. Bizden cevap bekleyen bu gençlere göz göze geldik. Kısa bir gülüşmeden sonra dedik ki:
“Evet biz orayı biliyoruz ama size bir şart ile tarif edebiliriz.”
Bu defa onlar şaşırmıştı. Gülümser hâlde “nasıl bir şart?” dediler.
“Biz de oraya gidiyorduk. Bizi de arabanıza alırsanız tarif ederiz” dedik.
“Ne demek abiciğim estağfirullah buyurunuz, memnuniyetle” dediler.
Yaya niyetlendiğimiz ziyarete yine arabayla devam edecektik. Bindik arabaya. Hep birlikte nizami yoldan, yeni rotayı oluşturarak yola koyulduk.
“Maşallah size gençler” dedikten sonra, “anlatın bakalım bu işin sırrını” diye konuyu açtık.
“Abi neyin sırrı?” dediler bu sefer.
“Aslında biz ikimiz az önce, birlikte ‘haydi, Mehmed Emin Tokâdî Hazretlerinin türbesine yürüyerek gidelim” niyeti ile yola çıkmıştık. Siz bizim önümüzü kestiniz ve direkt o mübârek evliyanın türbesini sordunuz. Hem de yakınlık açısından, hiç alakası olmayan bir yerde sordunuz...”
Bu defa gençler başladı anlatmaya. Onları dinlemeye başlayınca bu işlerin akıl ile çözülemeyeceğini bir kere daha anlamış olduk. Öyle bir şey anlattılar ki bu, hakikaten iki tarafın da samimi arzularının ve o büyüklerin bereketli tasarruflarının tezahürü idi... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.