"Senin baban topçu muydu?"

A -
A +
“Babamı hatırladım. Babam askerliğini 1942 de Trakya'da Kıraçlar köyünde yaptım derdi”
 
 
Çalıştığım şirketin Beylikdüzü şubesi uzak bir lokasyondu. Birkaç yıl önce çok genç yaşında kalbine yenilen bir arkadaşımız yönetiyordu. Genel Müdür, tüm şubelere yaptığı gibi fiziki şartları denetlemeye göndermişti beni. İşimiz gücümüz yılların tecrübesiyle kolay geliyordu artık… Birkaç saatte bitiriyorduk ne var ne yok ise.
Öğlen saatlerinde:
-Baba bırak bunları öğleden sonra yaparız... Seni bir köfteciye götüreceğim, aklın duracak, diye diretti rahmetli müdür arkadaşım. Yanımıza birkaç genç yönetici adayını da alıp şubeden çıkıp bir yerlere saptık, sonra başka başka yollar…
Kıraç diye bir tabela gördüm... Binalar, açık araziler, ovalar, uzak fabrikalar… Restoran benzeri bir yerde durduk. Buyur ettiler, geçtik içeri oturduk. Arkadaşımı tanıyorlar, izzet ikram.
Önden karamelize soğanlar, otlar yapraklar, acılı macılı bir şeyler derken köfteler, etler vs. geldi… Mekânın sahibi olan yetmiş yaş üstü bir bey ilgileniyor masamızla. Konuşkan adam, etlerinin lezzetini Bulgar göçmeni oluşuna bağlıyor.
-Neresi burası, çok güzel, havadar bir yer, dedim.
-Kıraç Beldesidir, dedi.
Kıraç? Nereden biliyorum ben bu ismi diye düşünürken hatırladım.
-Benim babam askerliğini ‘1942’de Trakya'da Kıraçlar köyünde yaptım’ derdi... Demek burada da bir kıraç varmış, dedim.
Adam yüzüme baktı:
- Baban topçu muydu, dedi?
- Evet Topçu teğmenmiş, nasıl tahmin ettiniz?
Ben şaşırarak sorunca cevap verdi:
-İleride eskiden top çukurları vardı, biz çocukken oynardık. Büyüklerimiz söylerdi, ‘2. Dünya Savaşı sırasında burada topçu birlikleri vardı’ diye. ‘Buradaymış senin baban’ deyiverdi.
- Yok yahu olmaz... İstanbul'a 8-10 saat mesafede derdi o Kıraç için, diye itiraz ettim.
- Ben 70'lerde beş altı saatte zor ulaştığımızı hatırlıyorum İstanbul'a. Hele 42'lerde normaldir, dedi.
Heyecan sarmıştı bedenimi. Kalbimin sesini duyuyordum âdeta…
-Teyit için soruyorum... Rahmetli askerlik yaptığı köyde çok fazla yetişen bir meyveden söz ederdi... Hatta bu yüzden birlikler bağırsaklarını bozarlarmış, dedim.
Bekletmeden ''Kavun'' dedi adam…
- Kavun tarlasıydı buralar hep, göz alabildiğine kavun… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.