“Cehalet, cehalet, cehalet!..”

A -
A +
 “Kocasının saçmalığına kızan Hüsniye yenge gidip durumu kayınbabası Duran Ağa'ya anlatır...”
 
İsmail Amca sadakat testi diye bir gelenek uydurup onu da genç evlilere anlatınca, babamla, komşusu Muhiddin doğru evin yolunu tutuyor. Saflık böyle bir şey işte… Babam eve varıp kapıyı açan yeni gelin anneme başlıyor bağırıp çağırmaya…
Annem “Ne yapıyorsun herif, ne suçum var benim. Bu ne öfke?” filan demesine rağmen babam durmak bilmiyor. Ta ki annem onun elinden kurtulup evin iç odalarına doğru kaçana kadar… Babam bağırıp çağırmaktan yorulunca diyor ki:
“Tamam, senden ev hanımı olur. Sadakat testini geçtin...”
Annem şaşkın hâlde:
“Ne demek oluyor bu?”
Babam İsmail Amca'nın söylediklerini anlatıyor. Bunun üzerine annem:
“Allah canını almasın, elin ağzına bakıp insan karısına bunu reva görür mü?”
İşin garibi komşu Muhiddin de aynını karısı Hüsniye yengeye yapınca Hüsniye de:
“Benim ne suçum var?” diye tepki gösterip sonra da “Senin evin de batsın sen de bat! Senin kayınbabama söyleyeceğim” deyince, kocası “senden sadık eş olmaz!” deyiveriyor. Bunun üzerine Hüsniye yenge gidip durumu kayınbabası Duran Ağa'ya anlatıyor. Duran Amca, gelinine böyle davranan oğlunu huzuruna çağırıyor.
“Niye böyle yaptın sen!?” diye hesaba çekiyor. Cevap alamayınca bu sefer Duran Amca, oğlunu dışarı çıkarıp “geline öyle yapılmaz böyle yapılır!” diye Muhittin’e esaslı bir sopa çekiyor!
Muhiddin:
“Baba ben ettim, sen etme! Söz, bir daha olmaz!” diye yalvarmaya başlıyor. Sadakat testi saçmalığını anlatan İsmail Amca ve köylüler sonucun böyle drama dönüştüğünü görünce yetişip Duran Ağa'nın elinden sopayı alıyorlar. Gerçeği anlatınca, onlar da zılgıtı yiyorlar.
Eskiler derler ki: “Gelini, kaynana, eve gelene kadar sever. Görümce, görene kadar sever. Kayınpeder ölene kadar sever!”
Bunları dinleyen Enver Abi, merhametin zirvesinde ve her türlü şiddete karşı olduğundan, dizlerine vurarak; “Cehalet, cehalet, cehalet!” demiş.
Resul Bey bu hadiseyi kayda alıp bana dinletti ve sordu:
-Bana kızdın mı?
-Estağfirullah! Eskiden her bölgenin buna benzer saçma âdetleri vardı. Sonrasını söyleyeyim. Babam ki, kadı kızı olan anneme sonsuz güvenip kazandığını son kuruşuna kadar getirip anneme teslim eder ve harçlığını ondan alırdı. Kadılar sülalesinden olan annem hâlen hayatta ve Adana merkeze taşınınca bile köyümüzde ve çevrede herkesin emin olduğu bir kimse olarak tanındı bilindi...
             Gazanfer Şahin
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.