Öğrencilik yıllarımdan...

A -
A +

Duruş, konuşma ve giyim-kuşam fevkaladeydi… Merak ettim doğrusu. Kim bu insan?
 
Üniversitede okurken Fatih Camii avlusunda bulunan Sahn-ı Seman’dan 4’ü öğrenci yurduna çevrilen bölümlerde kaldım, 1980-1984 yıllarında.
Sekizli medresenin Haliç tarafındaki 4 bölüm öğrenci yurdu, Edirnekapı’ya uzanan Millet Caddesi tarafındaki 4 bölüm de kreş olarak hizmet veriyordu. Fatih Camii ve çevresi ile ilgili çok sayıda menkıbe, hikâye, anlatılmaya değer ibretlik yaşanmışlıklar ve gönül insanları anlatılır. Kaldığım sürede ben de anlatılmaya değer çok sayıda olaylar yaşadım, şahit oldum ve dinledim. İleride bu çok sayıda olayları zaman buldukça kayıtlara almaya karar verdim. “Zaman buldukça” ifadesini kullandım, nedeni, başka yerlerle ilgili de çok sayıda anlatımım ve bana anlatılanlar var. Bu yazımda da şahit olduğum bir hikâyeyi anlatacağım.
1982 yılı ilkbaharında bir cumartesi veya pazar gününde önce İ.Ü. Fen Fakültesi Fizik’te sonraki yıllarda İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’nde okuyan Sivaslı bir arkadaşla Fatih’i gezip dolaşmaya karar verdik. Arkadaşın ismini hatırlayamadığım için bu şekilde bilgi aktardım.
Fatih Camii’nin Çarşamba istikametindeki kapısından çıktık, sağ tarafta bulunan çay ocağına gitmek için karar aldık. Orada bulunan çay ocağının müdavimiydik. Güzel çay yapıyor ve hizmet veriyordu. Birkaç adım attık. Arkadaş büyük bir sevinç ve heyecan içinde benden hızla ayrılarak “o hocam var, hocam hoş geldiniz” dedi ve hocanın elini öptü. Ben de hocanın yanına gittim. Onun yaptığı gibi ben de hocanın elini öptüm. Hoca, cebinden paralar çıkardı. Ona bir miktar para verdi. Bana da vermek istedi. İhtiyacım olduğu hâlde utandığımdan “param var sağ olun” dedim. Gerçeği söyleyememiştim. Aşırı ihtiyacım olduğu hâlde çok kere bunun dışında da “ihtiyacım yok” şeklinde ihtiyacımı karşılıksız karşılamaktan kaçındım.
Bu husus bende bir büyük kusur olarak dikkat çekmektedir. Allah affetsin, karşılıksız bir şeyi almamak için hâlen böyle davranıyorum. Bunun mazeretinin olmadığını da biliyorum ama elimde değil…
O hoca da bunun üzerine bana para vermekten vazgeçti. Arkadaşla hoca bir süre ayaküstü sohbet ettiler. Bu arada ben de onları dinledim… Bu arada giyimini kuşamını, hâl ve hareketlerini elimde olmadan bir gözlemci sıfatıyla gözledim. Aradığım vasıfları, daha doğrusu aradığımız görülen-görülmeyen vasıflarla muttasıf bir insanı bir kez daha bulmuş ve tanımıştım. Duruş, konuşma ve giyim-kuşam fevkaladeydi… Merak ettim doğrusu… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.