Perdecinin küçük oğlu...

 “Niye almazsın be adam? Çocuğuna da mı acımazsın? Hediye veriyoruz işte nedir bu inadın?”

 

 

Bir pazar günü, İzmir'in Bergama ilçesi… Birkaç arkadaş Hakikat Kitabevi'nden kitap alıp rıza-yı ilahi için dükkân dükkân dolaşarak kitapları satmaya çalışıyorlar. Nureddin ve Adil abi cadde üzerinde, ara sokaklarda vb. gezerken bir perdeci dükkânına giriyorlar.

Ellerinde Tam İlmihal Seadeti Ebediyye ve Namaz Kitabı... Dükkânda bir çocuk var. Esnafın oğlu. Babası kitapları istemiyor ancak o çocuk...

12 yaşlarında olan çocuk, yeşil renkli "Namaz Kitabını" görünce başlıyor bu kitabı istemeye:

"Baba bana bundan al, ben bu kitabı istiyorum" dese de baba duymak istemiyor.

Çocuk, “baba, baba, baba” diye sesini duyurmaya çalışsa da babası oralı değil… Çocuğun ısrarı üzerine cevap veriyor oğluna:

"Oğlum o namaz kitabı. Olmaz!"

Ne derse desin, babasını ikna edemeyen çocuk son çare ağlamaya başlıyor: “Ben o kitabı istiyorum işte...”

Adil abi, baba almak istemese de kitabı hediye vermek istiyor. Ama baba “hayır gerek yok!” diyerek kitabı hediye de verdirtmiyor… Lakin çocuk kitabı ağlaya ağlaya istemeye devam edince dükkân sahibi “nereden geldi bunlar, nereden başıma iş çıkardılar” gibisinden bu defa arkadaşlara dönüp dükkândan kovuyor onları:

-Ya arkadaşım çıkar mısınız dükkândan. Haydi lütfen!

Bizim Adil ve Nureddin abi dükkândan dışarı çıktıklarında Adil abi sinirli ve kızgın. Kovulmalarına değil çocuğuna gösterdiği bu tepkiye…

Perdeciden çıktıktan sonra başlıyor söylenmeye:

“Niye almazsın be adam? Çocuğuna da mı acımazsın? Hediye veriyoruz işte nedir bu inadın?” gibi söyleniyor… Nureddin abi onu sakinleştirmeye çalışıyor…

Bu şekilde yürürlerken arkadan bir ayak sesi hissediyorlar. Dönüp bakıyorlar ki o da ne? Perdecinin oğlu… Kendilerine doğru koşuyor… Onların meraklı bakışları arasında çocuk Adil abinin elindeki namaz kitabını çekip aldığı gibi geri babasının dükkânına koşuyor…

İki arkadaş da şaşkın birbirine bakıyor. Ve ardından ikisinin de dudaklarına yayılan o tatlı tebessüm... Allahü teâlâ kalbine bu heyecanı bu aşkı vermese çocuk bu ısrarı yapabilir mi? Küçücük çocuk, hiçbir şey diyemeden kitabı aldığı gibi mahcup bir şekilde âdeta kaçarcasına gözden kayboluyor… DEVAMI YARIN