Hayatımın ilk ekmeği

A -
A +
“Ben bile hayatımın ilk ekmeğini öğrencilerin arasında, 45 yaşında yapmış oldum...”
 
Belçika’daki yurt dışı görevim sırasında okul gezilerine katıldım. Bu gezilerde bazı gördüklerim çok ilgimi çekti. Sizinle Paylaşmak istedim...
Belçika’nın Anvers (Antwerp) hayvanat bahçesinde kalan hayvanlar için 50 kilometre ötesinde Blankenberge, denilen yerde tatil köyü kurulmuş. Hayvanat bahçesinde huysuzluk gösteren hayvanlar, veteriner raporu ile bu tatil köyüne götürülüyor. Bir müddet kaldıktan sonra tekrar hayvanat bahçesine getiriliyor. Hayvanların tatil köyünde yırtıcı olanların kaldığı yerler daha geniş tutulmuş. Daha rahat hareket edebiliyorlar. Zararsız hayvanlar ise serbestçe dolaşıp insanlara yaklaşabiliyorlar. Hayvan tatil köyünün olması çok ilgimi çekti...
Bir başka gezide de çocuk çiftliğine gittik. Bu çiftliği okullar ziyaret ediyor. Küçük bir lokantası, eski tip odun fırını ve çiftlik hayvanları var. Buraya gelen öğrencilere tulumlar giydiriliyor. Yaşlarına göre değişik işlerde çalıştırılıyorlar. Hayvan ahırlarının temizlenmesi, yemlenmesi, yumurtaların toplanması, ahır gübrelerinin araziye taşınması gibi faaliyetlere katılıyorlar. Hayatlarının ilk fırın ekmeklerini yapıyorlar. Her öğrenciye birer küçük leğen, maya, un, su, tuz veriliyor. Fırıncının tarifi ile herkes kendi hamurunu yoğuruyor. Mayalanınca fırına vermek, pişince fırından çıkarmak işlerini öğrenciler kendileri yapıyorlar.
Ekmekler fırından çıkınca birer kese kâğıdına konulup evlerine hediye götürmeleri sağlanıyor. 45 yaşımda hayatımın ilk ekmeğini ben de orada yaptım. Ekmekler fırında pişerken bir görevli öğrencilere hayvan ahır ve kümeslerini gezdiriyor. Hayvanların yaşantıları, beslenmeleri vb. hakkında bilgiler veriyor...
Belçikalı İtalyan öğretmenlerle birlikte ben de öğrencilerle ahırları geziyordum. Domuz ahırına varınca Türk ve Arap öğrenciler iğrenerek tepki gösterip içeri girmek istemediler. Belçikalı ve İtalyan öğretmenler ise bu tepkiye tepki göstererek içeri girmeleri konusunda öğrencilere ısrar edince ben devreye girdim. Bizim inancımızdan bahsederek çocukların bu duyguyla böyle davrandığını söyledim. Öğretmenler bunun üzerine ısrarcı olmadı. Sekiz dokuz yaşlarındaki Müslüman öğrencilerin bu hassasiyeti de beni çok etkiledi...
         Muzaffer Atila-Emekli Öğretmen/Banaz
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.