"Son kez görmek istiyorum!"

A -
A +
 “Millet de bir kenarından tutuyor. Yorucu bir süreçten sonra geldik mezarın başına…”
 
Ne ailesinden kimseyi tanırdım ne evine gitmişliğim vardı. Ama kendisiyle yıllar süren bir dostluğumuz vardı. Kısaca söylemek gerekirse Hayri Ağabey eski mahalleden samimi arkadaşımdı.
Bir gün Çatalca'dayım. Evde oturuyorum. Bir telefon geldi. Baktım Hayri Ağabey:
-Efendim Abiciğim?
Ama telefonda kızı vardı. Dedi ki:
-Ziya Abi babamı kaybettik.
Bir hoş oldum… İnna lillahi ve inna ileyhi raciûn… Rahmetli bir zamandır akciğerinden rahatsızdı. Hastalık eriyip bitirmişti kendisini. Evinde benden de söz ediyormuş ki dostları arasında bana da telefon edip haber vermek istemişler. O gün programımı revize edip Zeytinburnu'na cenazeevine geldim.
-Telefon ettiğiniz Ziya benim. Başınız sağ olsun.
Kızı ağlıyordu. "Babam sizden çok bahsederdi abi" diyordu. Dilim döndüğünce teselli etmeye çalıştım.
Rahmetlinin cenaze namazını Zeytinburnu'ndaki camide kıldık. Cenaze arabasıyla Habipler Mezarlığına gidiyoruz. Ben de üç dört arkadaş benim arabaya bindik cenaze arabasını takip ediyoruz.
O gün de kar yağmıştı. O yıllarda Habipler Mezarlığına doğru yollar bata çıka gidilecek haldeydi… Oraya giden var mı bilmiyorum, o kadar büyük bir mezarlık alanı çevirmişler ki ucu bucağı görünmüyor…  Abartmıyorum mezarlıkta 20-25 tane cenaze arabası vardı o gün…
Kar yağmış, ortalık çamur içerisinde… Cenaze arabamız önde biz arkasında… 
Derken mezarlığa geldik. Cenaze arabası mezarlığa geldiğine göre ben de arabayı park edecek bir yer kolladım.
Az ileride bir boş yer gördüm. Arabadan arkadaşlar indi. Ben de arabayı park edecek ve konvoya katılacağım. Ben arabayı park edene kadar bir de baktım cenazeyi araçtan indirmişler, sırtlamışlar, tepeye doğru çıkartıyorlar. Hem de ne çabuk…
Hemen bata çıka seğirttim. Geçtim tabutun önüne. Omuz verdim. Millet de bir kenarından tutuyor. Yorucu bir süreçten sonra geldik mezarın başına… Tabutu açtık. Ben de yakın arkadaşı olduğum için bizzat defin işine nezaret etmek istiyorum. Ama etrafta bir tuhaflık var. Bakıyorum ne cenaze için gelenlerden tanıdık bir kimse var. Ne de beraber geldiğimiz arkadaşları görebiliyorum. Bu arada cenaze defin anı… Pek bir şey yapılamıyor. Yani olaylar insanı sürüklüyor. O ara yaşlı bir adam geldi tabutun başına: “Son kez yüzünü görmek istiyorum...” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.