Kanun mu vicdan mı?

A -
A +
“Meslek hayatımın on bir yılını Adalet Müfettişi olarak Anadolu'yu dolaşarak geçirdim.”
 
Yazıya epey ara verdim. Özlemişim. Düşünürken bir meslek anım aklıma geldi. Daha önce aklıma gelseydi de yazamazdım. Çünkü bu anım denetim sırasında bir adliye başkâtibinin, -şimdiki adıyla müdürünün- devlet parasını zimmetine geçirdiğini fark edince onu hemen tutuklattırıp cezalandırılmasını sağlamak yerine yüreğime çöken bir acı sebebiyle cezadan kurtarmak yoluna sapmamdır. Ama meslek hayatımda kesinlikle söylüyorum ki bundan başka benzer görev ihmali yoluna asla sapmadım. Tabii buradaki görevi ihmal olayı aslında benim için de suç oluşturur. Ancak araya zaman aşımı girdiği için artık bu olayı anlatmamda bir sakınca bulunmamaktadır...
Kamu görevlisinin hayatı iki bölümden oluşur. Birisi özel, diğeri de resmî hayatı. Göğsümü gere gere söylüyorum ki aşağıda anlatacağım anım dışında görev hayatımda bilerek yaptığım, suç teşkil edecek hatta ayıplanacak tek hadise bulamazsınız. Özel hayatım için aynı şeyi söyleyemem. Dolaylı olarak bile olsa meslek hayatıma yansıyacak, onurumu zedeleyecek herhangi bir hareketim asla görülmemiştir. Ancak şimdi geçmişime bakıyorum da pek çok hadise karsısında gerekli tepkiyi gösterememiş ya da kimseye zararı olmayan nice dostluk tekliflerini dahi kabul etmemiş olmanın derin pişmanlığı içindeyim.
Belki ilerlemiş yaşım nedeniyle son zamanlarda geçmişim ile kendimi amansız bir muhasebeye (hesaplaşmaya) tutmuş bulunmaktayım.
Bu hesaplaşma bazen tüm hayatımı karartacak derecede beni üzmekte ve tüm gayretime rağmen bir türlü bu takıntıdan kurtulamamaktayım. Asıl anlatmak istediğim mesleki anımı bırakarak bu kadar laf etmem bile içinde bulunduğum bunalımın derecesini göstermeye yeterli değil mi?..
Şimdi gelelim yıllar önce işlediğim mesleki suça. Meslek hayatımın on bir yılını Adalet Müfettişi olarak Anadolu'yu dolaşarak geçirdim. Müfettiş olarak herhangi bir yerde ilk göreve başladığım ve kendimi görevlilere tanıttığım gün adliye personelinin tepkileri, yani beni karşılayış şekilleri birbirinden farklıdır. Bazıları abartılı bir hürmet göstermektedir. Bu hürmetkâr tutum ya gerçekten bu duyguyu taşımalarındandır ya da bazen işlerinde kendilerini sorumlu tutabileceğim bir eksikliğin varlığını gizlemeye çalışmalarından olabilmektedir.
Şimdi anlatacağım unutulmaz hatıramı lütfen bu ölçüler içinde değerlendirin. Bu anımın geçtiği yer küçük bir Anadolu kasabasının adliyesidir. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.