Vehbi Tülek

"Kur’ân-ı kerîm okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır..."

"Ey Abdü'l-Muttalib'in oğlu! Ben sana bâzı şeyler soracağım!..''

Kur’ân-ı kerîmde kimsenin söyleyemeyeceği şeyler sayılamayacak kadar çoktur.

“İnsanlar, gazap (kızmak) ve hilm (yumuşaklık) üzere yaratılmışlardır."

Allahü teâlâ, bütün üstünlükleri Resûlullah efendimizde toplamıştır.

Sevap kazanmak niyeti ile yapılan mübâhlara "kurbet" denir

Sâf sûresinde buyuruldu ki: "Ey îman edenler! Yapmadığınız bir şeyi niçin söylersiniz?"

Feth-i Mûsulî hazretleri, Hazreti Ali'yi rüyâda görür ve ondan nasîhat ister!..

Ölmek, yok olmak değildir, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir.

Peygamber Efendimiz mahşerde de insanların en üstünüdür...

Kıraat âlimleri, Kur’ân-ı kerîmin üç şekilde okunabileceğini bildirmişlerdir...

"Benî İsrâil'de bir kişi vardı. Çok hayır yapardı. Hattâ, o zat sizin içinizde haşrolunacaktır."

​Kur'ân-ı kerimde buyuruldu ki: "(Yahudiler ve Hristiyanlar), Rahmân çocuk edindi dediler!"

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Amcam Ebû Talib, diriltildi ve iman etti."

Hazret-i Ömer'in şânı ile alâkalı inzâl olan âyet-i kerîmeler vardır...

​"Uzun emel sahibi olma. Uzun emel senden öncekilerin helakine sebep oldu."

Cennete girmeyi îmana bağlamak, îmanın kıymetini bildirmek içindir...

"Beni gören ve beni görenleri gören bir Müslümanı Cehennem ateşi yakmaz."

İmanın beşinci şartı, âhiret gününe inanmaktır. Kıyâmet günü, elbette vardır...

Hazreti Osman: “Allahü ekber, Kâbe'nin Rabbine yemîn ederim ki, ben şehidim...”