İnsanı değerli kılan dört şey -2-

İnsanoğlu bencildir, kendi menfaatlerini, ihtiyaçlarını öncelikle düşünür. Bu herkesin doğasında vardır, kendiliğinden ortaya çıkar. Diğer taraftan başkalarını düşünme, onların ihtiyaçlarını öne alma ancak bilinçli bir tercih sonunda ortaya çıkar. Bu tutum ne kadar çok ön planda tutulursa hakiki yardımseverlik insanın tabiatı hâline gelir ve bencillikten uzaklaşılır. Amerika’da Port Land’dan Los Angeles’a uçakla gidecek olan bir kişiye, hava muhalefeti nedeni ile uçuşunun ertelendiği bildirilir havaalanında. Adam önemli bir toplantısı olduğunu, mutlaka gitmesi gerektiğini belirtmesine rağmen çözüm bulunamaz. Bu arada aynı yere bir önceki uçağın kalkmaya hazır olduğu bildirilir ve bu uçakla gidecek yaşlı bir kadın bu olaya şahit olarak araya girer ve hakkını bu adama devreder, “benim acelem yok” diye. Adamın inanılmaz sevinci yaşlı kadına büyük mutluluk yaşatırken hava yolu şirketi yaşlı kadına açık gidiş-dönüş birinci sınıf bir uçak bileti daha hediye eder, istediği herhangi bir yer için. Kadın ikinci bir mutluluk daha yaşar. Bu tür davranışlar bizim kültürümüzde fazlasıyla bulunuyor, yapılması durumunda kişilere inanılmaz mutluluklar yaşatıyor ve toplumun geneline yayılıyor. Mutlu olmaksızın elde edilen herhangi bir başarı değersizdir.

Cömertlik bir insanın sergileyebileceği en hayranlık duyulan özelliklerden biridir. Cömertlik sadece vermekten ibaret değildir. Verdiği kişiden en ufak bir beklenti duymadan vermektir. Cömert insanlar maddi ve manevi neleri varsa paylaşmaktan zevk alırlar. Gerçek cömertler verdiklerinde hiçbir şeyleri eksilmez, başkalarını sevindirdikçe kendilerine daha fazla geldiğini görürler. Cömert olunmazsa ne olur? Fakirlik. Bunun maddi fakirlik olması gerekmez, gönül fakirliği içine girilir. Sahip olduklarından hiçbir zaman tatmin olmazlar ve daha fazlasına ihtiyaç duyarlar. Ruhen iflas etme noktasına gelirler.

 

 

 

 

 

Bedavaya alıyorum

Bedavaya satıyorum

Bedavacı sayılırım

Ben bir hayal tüccarıyım

 

Bankalarda hesabım yok

Avro dolar merakım yok

Yatım katım arabam yok

Ben bir hayal tüccarıyım

 

Mecnun Ferhat Kerem benim

Yedi kıta dünya benim

Galaksiler uzay benim

Ben bir hayal tüccarıyım.

 

Yeşil gözlü benim aşkım

Leyla Şirin ile meşkim,

Sırça saraydandır köşküm

Ben bir hayal tüccarıyım

 

Gökyüzünde buluşurum

Bulutlarda dolaşırım

Yıldızlarla konuşurum

Ben bir hayal tüccarıyım

 

Beyni kalbi yoruyorum

Gönülleri boyuyorum

Mutluluğa doyuyorum

Ben bir hayal tüccarıyım

 

 

 

 

SEYYARE: Seyyare Arapça bir kelime olup gezgin veya gezen anlamında kullanılmaktadır. Bu kelimenin bir de karşılığı vardır “sabit” kelimesi. Yerinde duran hiç oynamayan gezmeyen anlamında… Yine bu kelimenin günümüz Türkçesine çevrilerek kullandığımız kelime “gezegen” kelimesidir. Bugün Güneşin etrafındaki gezegenlerin İngilizcesi olan planet kelimesi de aslında Yunanca gezmek anlamındaki “planáō” kelimesinden türetilmiş. Seyyare kelimesinden seyyah kelimesi de dilimizde hâlen kullanılmakta olan güzel bir kelimedir. Evliya Çelebi’nin meşhur unvanı “Seyyah-ı fakir”dir… Yine yakın zamana kadar gezmek gitmek dolaşmak anlamındaki “seyahat etmek” kelimesi gezmek veya gezi kelimesinin yerine kullanılmaktaydı. Nice otobüs firmalarının ikinci ismi “….. Seyahat” firması olarak yazılırdı. Şimdi modernlik anlamında “turizm” kelimesi kullanılır oldu…