"Tüm" ve "neden" kelimeleri üzerine

A -
A +
"Osmanlıca Türkçesi bahçesinde açan çiçeklerden ikisi Farsça ve Arapça’dır. Rumca, Ermenice çiçekler de mevcuttur bu bahçede.
Türk, kullandığı Osmanlıca Türkçesinde, dinine dair ıstılahların, terimlerin ekseriyetini, 8 ve 9. asırlarda kullandığı kültür lisanı Farsçadan alırken, hâliyle, dinine dair ilmî bilgi ve ıstılahları da yine Arapçadan aldı, kullandı ve kullanacak: âb-dest, ehl-i sünnet, dâr’ül-aceze, Abdullah gibi..."
Osmanlının yayıldığı üç kıtada Müslüman milletler ve ekalliyetin de ortak lisanıdır Osmanlıca. Bu bakımdan, her nereye gidilse Osmanlıca, anlaşmanın ortak lisanıdır.
"Tüm" kelimesi, Arapçadan gelen "tamm, tamâm" kelimelerinin karşılığı olarak uydurukça bir kelimedir. Özellikle, Türkiye’mizde, sosyalist ideoloji taraftarlarının 70'li 80'li yıllarda, yoğun şekilde, dinî kelimelerimize muhalefet göstermek adına uydurdukları, öztürkçe dedikleri tarz içinde kullanılmış ve sonradan dile pelesenk olmuş, terk edilememiş-galat, binlerce kelimeden birisidir "tüm"  kelimesi. Siz siz olun, "bütün, tam, tamam, hepsi" kelimelerini hep hatırlayın, kullanın ve "tüm" kelimesini hayatınızdan çıkarınız lütfen.
Gelelim "sebep" kelimesine. İslam Medeniyetine girişimizle birlikte kullanmaya başladığımız sevimli kelimelerden birisidir "sebep"...
70'lerden çok önce de kullanılan "neden" kelimesi, "hangi sebepten dolayı" anlamında soru zarfıdır ve şeklen yanlış değildir ancak isim olamaz. Bu sebeple isim olan "sebep"in yerini tutamaz.
Sebep, isim hâliyle deyimlerde geçer. Yerine "neden" kullansak garip şeyler çıkar: "Sebep olan Allah'tan bulsun" yerine "Neden olan Allah'tan bulsun" sözü tuhaftır. "Sebeplenmek" hiç "nedenlenmek" olur mu?
Hep "neden"i kullanırsak bazen küçük nüansları kaçırırız. Hâlbuki "dolayısıyla, ötürü" gibi sebep yerini tutan kelimeler de özbeöz Türkçedir. Türkçemiz fakirleşir. Bunların neden ile karşılanması doğru değil: "Elektriğin kesilmesi nedeniyle kapıya çarptım" sözü yanlış "Elektriğin kesilmesi dolayısıyla kapıya çarptım" demelidir.
             Rıdvan Üzel-Emekli Edebiyat Öğretmeni
 
 
 
ŞİİR
 
“Merhaba, geçen yıl derlemiş olduğum aşağıdaki şiirle birlikte rahmetli babamın dikmiş ve yetiştirmiş olduğu ve bugün hâlen bizlere ıhlamur yetiştiren o güzelim ağacı da resme alıp size yolluyorum. Mümkünse eğer şiirle birlikte paylaşmanızı temenni ediyorum. İyi çalışmalar diliyor, bizler için vermiş olduğunuz bütün emeklere teşekkürler ediyorum, saygılarımla...”
 
                 Yaşlı ıhlamur
 
Yaşlı ıhlamur seni hani diken nerede
Ne demlikler doldurdun içirdin yaşlı gence
Yaprakların sararıp döktün kasım gelince
Dibinde söyleşiriz yine yazlar olunca
 
Elveda mı bu sarı renkli kuru yapraklar
Seneye su yürürse elbette çıkacaklar
Sıcaktan bunalırsam hep gölge olacaklar
Dallarının ucuna tomurcuk salacaklar
 
Kaç yılda yetişiyor böylesi ağaçların
Yük çekiyor karlarda kışlarda şu dalların
Yorulmaz mı tomurcuk besleyen damarların
Gölgesisin canlı ve dipteki çayırların
 
Sen de misafir oldun bu geçici dünyaya
Seni bakıp büyüten çoktan koştu Mevla’ya
Yaşasaydı kıymazdı ne budak ne dalına
Yaşlı ıhlamur seni hani diken nerede
 
                    Sinan Korkmaz-Düzce
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
İRSİYET: Anne ve babanın fizikî ve zihnî karakterlerinin yavruya geçmesi durumu. Günümüzde genetik kelimesinin yerine kullanılan kelime. Kromozom yapısına bağlı olarak, ebeveynlerden çocuklara normal veya anormal özellikler geçer. İrsî karakterler, ne tür olursa olsun, yavruya kromozomlar üzerindeki genler vasıtasıyla aktarılır. Gen, irsî materyalin taşınmasında rol oynayan birimdir. Genetik ilmi ise aktarılan özelliklerin taşınma kurallarını ortaya koyar.
İrsî olarak geçen karakterler sâdece anne ve babanın gözle görülen özellikleri değildir. Yakınların özellikleri ana ve babada ortaya çıkmayıp yavruda görülebilir. Bununla ilgili kanunları ve esasları ortaya koyan ilim genetik ilmidir. Irkların belli başlı özelliklerinin korunması da genetik esaslarla olmaktadır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.