Ah Musul ve Kerkük…

A -
A +
Musul-Kerkük bölgesi… Üzerinde bulunduğu coğrafyanın Anadolu ile Asya ve dolayısıyla Avrupa ile Asya arasında tarihî bir “yol” ve “geçiş coğrafyası” özelliği taşır… İçinde yer aldığı “Mezopotamya” bölgesinin daha ilk çağlardan beri dünyanın en önemli kültür ve medeniyetlerinin doğup geliştiği ve yaşadığı çok önemli bir merkez olması ve sahip olduğu yer altı kaynaklarının zenginliği ile her zaman için ilgi odağı ve cazibe merkezi olmuştur.
İlk Çağların en önemli medeniyetlerinden ikisi olan “Asur” ve “Babil” burada kurulmuş ve yaşamıştır. Musul-Kerkük bölgesi, İslâm medeniyeti içinde de önemini korumaya devam etmiştir. Hazret-i Ömer zamanında İslâm topraklarına katılan Musul-Kerkük, Emevî ve Abbasî devletlerinin belli başlı şehirlerinden ikisi durumundaydı. Türklerin Anadolu’ya yerleşmeleri ve burayı vatan edinmeleri sırasında, Musul-Kerkük önemli bir “üs” olmuştur. Türkler burada, Türkistan Türklerinin Batı'ya yönelmeleri ve Tuğrul ve Çağrı beylerle başlayıp Alparslan ile sonuçlanan Anadolu’ya akınları, burayı bir Türk yurdu hâline getirmiştir. Büyük Selçuklu Devleti’nden sonra, Osmanlı Devleti hâkimiyetine kadar geçen süre içinde Musul-Kerkük bölgesinde Irak Selçukluları, Zengiler, Erbil Atabeyliği, Karakoyunlu, Akkoyunlu gibi birçok Türk devleti kurulmuştu. Yavuz Sultan Selim Hân tarafından 1517 yılında Osmanlı ülkesine katılan Musul ve Kerkük şehirleri, Kanunî Sultan Süleyman döneminde eyalet hâline getirilmişti.
Musul-Kerkük bölgesi, 19. yüzyıldan itibaren, coğrafî konumu ve yer altı zenginlikleri ile yabancı güçlerin dikkatini çekmeye başladı. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere, Osmanlı Devleti’nin savaşın mağlupları arasında yer almasından istifade ederek, Musul-Kerkük bölgesi üzerinde hâkimiyet kurmak için her türlü yolu denemekten kaçınmadı. Bin yıldır Türk toprağı olan bu bölge, Osmanlı Devleti’nden koparılmaya çalışıldı. Musul bölgesi, 1926 yılında yapılan “Ankara Antlaşması” ile petrol üretiminden Türkiye’ye birtakım haklar tanınmakla birlikte, İngiliz mandası altında kurulan Irak Devleti’ne bırakıldı...
          Ömer Seyran-Ankara
 
 
ŞİİR
 
                    Bilemedik
 
Bizim sohbetimiz aşımızdı, dertlerimiz yaşımız,
Gönlümüze girenler göz nuruydu, göz üstünde kaşımız,
Yoldaşımızdı, kardeşimiz ve sırdaşımız,
Biz böyle sevdik herkesi, sevmeyi bilemedik...
Gelenler cana can olsun dedik iki cihanda,
Başka bir şey dilemedik,
Cefalar çektik hiç bulmadık sefa,
Yaralandık biz hem de bin defa,
Yol bulduk yürüdük, yürüdükçe çürüdük,
Bir yâr bulduk sandık, ah u zâra düştük,
Kâr etmedik hiç, hep zarara düştük,
Bir olamadık, ayrılıktan yana karara düştük,
Seneler geçti, gidenler gitti, bitenler bitti,
Yol bitti, iz bitti, an kaldı, zaman bitti,
Ne Leyla kaldı ne Mecnun, sevdamız yaman bitti.
Biz saraylar yaptık tenha gecelerde,
İpotek koydu herkes hayalimize,
Bedeller ödedik kiracımıza...
İşte böyle yaşadık,
Ne sevmeyi bildik, ne sevilmeyi...
Bir yanmayı iyi biliriz, bir de ölmeyi...
 
                       A. Selman Yavuz
 
 
 
UNUTULMAZ PEHLİVANLAR
 
MUSTAFA DAĞISTANLI: 11 Nisan 1931 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Söğütpınar köyünde doğmuştur. Güreşe karakucakla başlamış. 1950’de askerliğini yaparken, İstanbul’da minder güreşine çıkmıştır. 70 defa millî formayı giydi. 1953’ten 1959 yılına kadar Türkiye’de yaptığı 320 karşılaşmanın 319’unu, millî ve temsilî karşılaşmalarında yaptığı 73 güreşinin 70’ini kazanmıştır. 1954’te Tokyo’da ilk Dünya Şampiyonu, 1955’te Barcelona’da grekoromen dalında Akdeniz Olimpiyatları Şampiyonu, 1956’da Olimpiyat, 1957’de İstanbul’da ve 1959 yılında Tahran’da Dünya Şampiyonu ve 1960’ta Balkan Şampiyonu olmuştur.
Güreş tarihimizde en çok altın madalya kazanan sporcumuz Mustafa Dağıstanlı’dır. Uluslararası minderlerden 8 altın madalya çıkaran Mustafa Dağıstanlı’nın, sırtı hiç yere gelmemiştir. Güreşçimiz 2 Olimpiyat, 3 Dünya Kupası, 1 Balkan, 1 de Akdeniz Oyunları şampiyonluğu kazanmıştır. Uluslararası alanda en fazla kürsüye çıkan ve hiç yenilgisi olmayan Türk güreşçisidir.
Dağıstan Türklerinden olan efsane güreşçi 1973 ve 1980 yılları arasında Adalet Partisi Samsun Milletvekili olarak görev yapmış Devlet Üstün Hizmet Madalya sahibidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.