Cihana sultan olmak…

A -
A +
 
Dünyanın en cesur ve cihangir hükümdarlarındandı Sultan Selim Han. 1470’de Amasya’da doğdu. Fetihler ruhu Fatih’in terbiyesinde yetişti. Aklî, naklî ve lisan ilimlerinde son derece mahirdi. Farisi diliyle yazdığı mürettep divanı, edebî bir şaheserdi. Çok keskin bir zekâya ve kavrayışa sahipti. Söylenen her cümleyi, tek seferde ezberlerdi. Büyük bir şairdi. Aşk, vuslat, yiğitlik, tasavvuf ve birlik gibi meselelerle yoğrulan şiirlerinin namı günümüze kadar ulaştı. Dört yıllık bir süre zarfında memleketinin topraklarını neredeyse üç katına çıkardı. Hilafet sancağını Osmanlı’ya taşıdı. En büyük endişesi, devletin ve milletin birliğine ekilebilecek fitne tohumlarıydı. 1520’de vefat eden Sultan’ın asıl gayesi, birlik ve beraberlikti: 
Milletimde ihtilâf u tefrika endîşesi 
Gûşe-i kabrimde hattâ bî-karâr eyler beni  
‘’Milletimde ortaya çıkacak anlaşmazlık ve ayrılık endişesi kabrimin köşesinde dahi kararsız eyler beni...’’ 
Yüreği şiddetle ve gayretle yandığı için ‘’Yavuz’’ unvanına sahip olan sultanın muhabbet fışkıran narin kalbi ise mısralara, nazirelere ve menkıbelere sığmıyordu. Mahlası ‘’Selîmî’’ olan sultanın, bilhassa Allah aşkıyla tutuşan kalbi, bir evliyaya köle olmak arzusu, edebi ve aczi mısralarında saklıydı: 
Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş 
Bir velîye bende olmak cümleden âlâ imiş 
“Cihana sultan olmak kuru bir kavgaymış. Bir evliyaya, mürşide kul ve köle olmak ise, her şeyden yüceymiş...”
Büyük adamların kalpleri de, aşkları da, dilleri de, tefekkürleri de, tahassüsleri ve tahayyülleri de büyük olur. Cihangir Şair, sevgiliye teslimiyetini ifade eden güftesiyle gönüllerde de sarsılmaz bir taht kurdu: 
Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek 
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân 
Beni bir gözleri âhûya zebun etti felek 
“Talih göz bebeğimi bilmem nasıl da büyüledi. Kader gözyaşlarımı öylesine arttırdı ki, gözlerimden kan akmaya başladı. Benim kahrımın pençesinden aslanlar dahi titrerken; beni bir ahu gözlü sevgiliye karşı aciz kıldı felek...”
           Cüneyt Akçatepe
 
 
 
 
ŞİİR
 
 
                   AYASOFYA
 
Bir hilalin yâriydin, mutluluk düşü kurdun,
Koparıldın ruhundan, yıllarca yaslı durdun,
Ezanlara hasrettin, küstün gönlünü burdun.
Ayasofya affeyle, gam çekerken biz sustuk,
Hüsnüne hasret idik, üzüntüden kan kustuk.
 
Bir muhteşem Hakanın mirasıydın sen bize,
Kıymetini bilmedik, müze dedik hem size,
Çaresizce yaş döktük, hanelerde diz dize.
Hasretlik cana düştü, silkindi aziz Millet,
Tekrar mescit eyledik, bitti artık bir zillet.
 
Tüm ruhunla bizdendin, işte bizimsin yine,
Kutlu mekân olursun, ömür boyu bu dine,
Davetinde sevgi var, yer yok öfkeye kine.
Mest olurken içinde, secdede pak alınlar,
Şadırvanda abdeste, hazır durur nalınlar.
 
Batıl kızsın ağlasın, Papa Yunan vah çeksin,
Vatikan yas tutsa da,  bir ömür güleceksin,
Başımızda altın taç, gönlümüzde bir teksin.
Susmayacak tekbirler, ebet kalacak namın,
Sen müminin gururu, mabedisin İslam’ın…
                     Seyfettin Karamızrak
 
 
 
 
TARİHTE BUGÜN
 
KARS’IN KURTULUŞU: 1918 başında Osmanlı ve müttefiklerine yenilen Rusya, silâhlarını bırakıp, Brestlitovsk Antlaşması ile Kars, Artvin ve Batum’u Osmanlı Devletine terk etmiştir. Az sonra İngiltere ve müttefikleri galip gelince, İngilizler bu antlaşmayı kabul etmeyip, Ruslar ve İngilizler Kars’a Ermeni doldurup, Kars’taki bütün Türkleri katlettirdiler. Bu katliamdan sâdece üç Türk kurtuldu.
Posof ve Ardahan’ı Gürcüler işgal ettiler. Türk İstiklâl Harbinde 15’inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa, 30 Ekim 1920’de Kars’ı kurtardı. Kars Kalesine şanlı Türk Bayrağını 34. Alay subaylarından Yüzbaşı Abdurrahman Bey “Besmele-i şerif” ile yeniden çekti. Rusya 16 Mart 1921 Moskova Muahedesi ile Batum hâriç olmak üzere, Kars ve Artvin’in Türkiye’ye iadesini kabul etti. Bu anlaşma, 13 Ekim 1921 Kars Muahedesi ile Ermenistan ve Gürcistan tarafından da kabul edildi. Hıristiyan azınlıklar Kars’ı boşalttılar. Şehrin eski sakinleri yurtlarına yerleştiler.
İkinci Dünya Harbinden sonra Rus devlet başkanı Stalin, Kars ve Ardahan’ı istedi ise de, bu arzusunda ısrar edemedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.