Hoş geldin kasım...

A -
A +
 
Aylardan kasım... Ben yine hem sevinç, hem hüzün doluyum... Öylesine karmaşık duyguları ve öylesine isimsiz mevsimleri yaşatıyorsun ki bana kasım; ne tam anlamıyla ısınabiliyorum ne de “dondum” diyebiliyorum. Hem yeni başlangıçlara gebesin, hem de tüm veda ve ayrılıklara sen meyledersin.
Ah be kasım, hayata gözlerimi sende açtım, aynı zamanda çok sevdiğim insanları hep sende toprağa uğurladım.
İçimde tonlarca anı biriktirdim.
Bu kasım yine virane kalbimle, gülmeye çalışır gibiyim. Tarifi yok işte, bu kadar kalabalıkken yalnızlıklarla dolu olmanın... Sahipsiz bırakmayacağım bu sene de mısraları, gözyaşlarımla yazacağım. Tüm başıboş duyguları evlat edinecek yine merhamet dolu sol yanım. Ağlarken hıçkırmayacağım acımı sessizliğe gömeceğim matemle ve gülerken kahkaha atmayacağım hatırımdan silinmeyen derin izler sebebiyle...
Ah kasım, bunca zaman ne tam güldürdün ne de öldürdün beni. Ama ben sende öğrendim yürümeyi, sende öğrendim ayağıma çelme takanlara inat ayağa kalkmam gerektiğini… Sende öğrendim öz ailemden başka kimsenin beni karşılıksız sevemeyeceğini... “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” atasözünün inceliğini… Sende öğrendim sevmenin en derinini, ayrılığın en beterini. Sende öğrendim Ehl-i sünnet inancın gölgesinde bir hayat sürmem gerektiğini...
Bak bana ne çok şey öğretmişsin... Ah çiçekleri solduran kasım ne çok anıma şahitlik etmişsin. Ve yine sen ne çok sürüklemişsin kuruyan papatyaların yapraklarını içime, bitip tükenmek bilmeyen rüzgârlarınla... İçimde ölen bir şeyler var ve buna rağmen içimde güzel kokan benzersiz his demetleri...
Şairin dediği gibi; "Garip şey doğrusu bir ölüm bu kadar güzel kokabilir mi?" İçimden son bir kelam yükseliyor arşa ve kasım geçmiş karşıma yine sessiz, yine eşsiz, yine bambaşka bakıyor.
Allah'ı vekil ettim ömrüme, dualar sürüyor...
            Kübra Can
 
 
 
ŞİİR
 
           HEDEF
 
Yollar kimin umurunda,
Her yol sana varmaktayken.
Hedefin var ise şayet;
Gitmek de sen, kalmak da sen!
 
Değil erzak, biz ne gerek;
Sırrı vahdettir, gelecek.
Kaptana gerektir avdet;
Limana dönmek istersen!
 
Kaçma ey can, gel çileden!
Ya bu sükût, bu gam neden?
Vuslata kavuşmak için;
Toprak seni sürükleyen!
 
Müdahale edenlere,
Nefs davası güdenlere,
Pek aldırış etmeyesin,
Hiç kaybetmez “peki” diyen…
 
             Cüneyt Akçatepe
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
SULTAN SENCER: Büyük Selçuklu Sultanıdır. Melikşah’ın oğludur. Babasının bir seferi sırasında, 1086 yılında Sincar’da doğdu. Küçük yaşından itibaren ilim öğrenmiş, devlet idaresinde tecrübe kazanmış ve ağabeyi Sultan Berkyaruk’a devlet işlerinde yardımcı olmuştur.
Gerek ağabeyi Berkyaruk’un, gerekse diğer ağabeyi Muhammed Tapar’ın saltanatları zamanında devlet hizmetinde bulunarak millî birliğin teminine elinden gelen yardımı yaptı. Doğuda ortaya çıkan isyanları bastırdı. Bu esnada gösterdiği başarılar sebebiyle Horasan melikliğine tayin edilen Sencer, taht mücadeleleri dolayısıyla Selçuklu Devletinin içinde bulunduğu durumdan istifade ederek, Selçuklu topraklarına saldıran Şarkî Karahanlı Hükümdârı Kadir Han'ın saldırılarını bertaraf etti. Gazneliler Devletini tâbi duruma soktu...
Babası Melikşah’ın siyasetini takip eden Sencer, Horasan’dan itibaren, devletin doğusunda Selçuklu düzenini yeniden kurdu. Böylece Selçuklu Devleti, Doğu'dan emin olarak Batı'da mücadelelerine devam etti...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.