Z kuşağı mı internet nesli mi? -1-

A -
A +
 
"Z kuşağı" diye adlandırılan bugünkü genç nesle aslında “internet nesli” demek belki de daha yerinde olur. Zira bu tanımlamanın temelinde bilgisayar, internet, sosyal medya gibi dijital araçların yaygın olarak kullanılması ve çocukların kişiliklerini büyük oranda etkilemesi yer almaktadır. Bir kere insanları x, y ve z gibi robotik bir şekilde sınıflandırmak kendini insanüstü sayan bir zümrenin insanî olmayan baskıcı ve küçük düşürücü bir hareketi olsa gerektir. Ne demek “x, y, z”  Bu nevi sınıflandırma, “sen kim olduğunu bilmeyen bir hiçsin. Ben seni tanımlayıp etiketliyorum’ demekten başka bir şey değildir. Gerçekten özgürlüğüne düşkün olan bugünkü genç nesillerin kendilerini bu şekilde kategorize edip ayrıştıran bu zihniyete, “beni sen tanımlayamazsın. Ben, kendini çok akıllı sanan sözde uzman, sanal âlem kurnazlarının sanal tanımlamalarına sığmayacak kadar kendine has özel bir bireyim, ferdim, insanım” diyebilmelidir.
Her ağaç kendi kökü üzerinde büyüdüğü gibi nesiller, milletler de kendi kültür kökleri üzerinde gelişirler. Kökünden kopan, geçmişini ve değerlerini kaybeden bireylerin ve milletlerin yok olması mukadderdir.
Genç nesilleri potansiyel sorun gibi gören bu algıya nasıl gelindi? Önce geçmişle köprüler atıldı. Milletin öz değerlerine yıllarca resmen savaş açıldı. Millî ve manevi köklerimiz, hem de devlete çöken hain darbeciler eliyle, kesilerek geçmişimiz neredeyse topyekûn yok edildi. Milletin hücresi olan aile kurumu çökertildi. Şimdi de insanlık sömürücülerinin ve çocuk istismarcılarının uydurdukları insanlık dışı kalıpların içine sokulmaya çalışılan çocuklarımızı “sorun” olarak görmeye, birtakım robotik sınıflandırmalara tabi tutarak anlamaya çalışıyoruz. Malum, sınıflandırmaların amacı sorun çözme, daha iyi anlama-açıklama ve yönetme ihtiyacıdır. Hâlbuki bütün bireyler parmak izi kadar özgün ve özel varlıklardır. İnsanları x, y, z gibi robotik kodlamaya tabi tutmak, sosyal mühendislikten başka bir şey değildir.
           İdris İspiroğlu
 
 
 
 
ŞİİR
 
            Emekli hâli
 
Artık hiçbir şeye acelen kalmadı
Sabah erken kalkmaya gerek kalmadı.
Yedi yirmi dört saat düşün, serbestsin
İşe gitme, gelmeye yeter, dur dedin.
 
İstersen sevdiğin işleri yaparsın
İster gün boyunca sırtüstü yatarsın
Nereye istersen seyahat edersin
Sağlık ve huzur olsun artık tek derdin.
 
 
     Dostlarımız olmazsa
 
Her şeyin bir anlamı kalmış mıdır?
Dertleşecek dostlarımız olmasa.
Dünyayı zindan kılan yalnızlıktır,
Dostla sohbet, muhabbet kalmazsa.
 
Yalnızlık Allah’a mahsus, biliriz
Ruh sağlığımız kalmaz, tükeniriz
Kaliteli zaman geçirdiğimiz
Gönlümüzde dostlarımız olmazsa.
 
          Ramazan Özer-Denizli
 
 
 
BİTKİLERİN DİLİ
 
MAGNEZYUM BULUNAN BESİNLER: Magnezyum vücutta karbonhidrat ve kalsiyum metabolizmasında yer alır. Vücuttaki magnezyumun yaklaşık dörtte üçü kemiklerde, diğer kısmı ise yumuşak dokularda ve vücut sıvılarında bulunur. Vücut sıvılarındaki Mg+2 iyonları gıdalar ve başka maddelerin hücre içinde parçalanmasında rol oynarlar. Ayrıca kas ve sinirlerin uyarılmasında da fonksiyonları vardır. Magnezyum eksikliğinin, kronik böbrek hastalıklarına, şeker hastalığı gibi durumlarda ortaya çıkan asidozlara yol açtığı belirtilmektedir. Magnezyum başlıca, tahıl ve baklagillerde, kuru yemişlerde, et ve sütte gibi birçok besinde bulunur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.