Cinnet vakalarına uzman yorumu: Cinayetlerin temelinde aile yatıyor

Son zamanlarda aile içi şiddet, cinayet gibi vakaların sayısı gittikçe artıyor. Buna karşı hukuken ağır yaptırımlar uygulansa da önüne pek geçilemiyor. Suç oranlarındaki artışın arkasındaki gizli gerçeği ise yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Ekonomik problemler, düşük maaş, göç, işsizlik, toplumsal travmalar ve belirsizliker kişiyi şiddete sürüklüyor. İstinye Üniversitesi Hastanesinde görevli Psikolog Duygu Başak Gürtekin, son yıllarda hem psikiyatrik ilaç tüketiminin, hem de depresyon ve diğer ruh sağlığı hastalıklarının giderek fazlalaştığını söylüyor. 

“HAYIR” DEMEYİ ÖĞRENİN

Bireylerin ruh sağlığındaki sıkıntıların temelinin aile içindeki ilişkilere dayandığına dikkat çeken Gürtekin, şöyle anlatıyor: Dünyada depresyon teşhisi konan kişi sayısı 300 milyona ulaştı. Sağlık Bakanlığının 2015’de açıkladığı verilere göre, Türkiye’de ruh sağlığı hastanelerinin doluluk oranı yüzde 100’e ulaştı. Ülkemizde her 10 kişiden 1’i anti depresan ilaç kullanıyor ve bu oran giderek artıyor. Anti-psikotik ilaç kullanımı ise son 5 yılda 2 buçuk kat arttı. Kişinin yaşadığı problemleri çevresel faktörlerden, kültürden ve parçası olduğu sistemlerden bağımsız görmek imkânsızdır. Bunun ilk örneği aile sisteminde karşımıza çıkar. Ailede yaşanan bir yıkım, bireyleri hem biyolojik hem de ruhsal olarak etkiler. Bir diğer etken ise iş, okul ve sosyal yaşantı. İş hayatındaki stres başa çıkılması çok zor bir duruma gelebiliyor. Siyasi tartışmalar, savaşlar, terör olayları toplumsal travmalara yol açıyor. Bu gibi durumlar uzmandan alınacak desteklerle atlatılabilir. Stresten kurtulmak için ilk olarak mükemmeliyetçilikten uzaklaşın. Yaşam kalitesine artırmaya çabalayın. Spor, uyku düzeni, sağlıklı beslenme gibi eylemler size yardımcı olacaktır. En önemlisi de bir şeyi istemediğinizde ‘hayır’ diyebilmeyi öğrenin.