Ve cadı süpürgesine bindi

Ve cadı süpürgesine bindi

YAŞAM Haberleri

Büyücüler, sihirbazlar, canavarlar, kıskançlar, cinayetler, intiharlar... Söyleyin bunları nasıl izah edeceğiz çocuklara?

İrfan Özfatura
Şüphesiz küçükken soluk soluğa okuduğunuz, tesirinde kaldığınız masallar vardır. Pamuk Prenses, Kül Kedisi,  Rapunzel filan… Onları çocuklarınızın eline vermeden önce bir daha gözden geçirseniz iyi edersiniz. Eğer içinize siniyorsa tamam. Minikler bizim gibi değil, gülüp geçemezler, masallara inanırlar. Üvey annesi öyle istedi diye ormana bırakılan çocuk hikâyesi (Hansel ve Gretel) babaya karşı bir güvensizlik uyandırabilir hiç yoktan. “Ya bir gün beni de” sorusunu getirebilir aklına. Hele de çocuğun bir üvey annesi varsa. Zaten bu üvey anne meselesi tam bir yara. Düşünün şefkatli merhametli bir kadıncağız, çocuklu bir beyle evlenmek zorunda kalmışsa...  
Çocuklar büyücülerden, sihirbazlardan, canavarlardan, haydutlardan korkar. Masal bitince siz unutursunuz gider ama onlar oluk sesini kapı gıcırtısını büyütecek, titreşeceklerdir yataklarında. Yerli ve millî olmayan masallar asgariden kendi kültürlerini empoze ederler. Mimari ve kıyafet deyip geçmeyin, özenti o yıllardan başlar. Kilise çatılı saraylar, danslar, cazlar, balolar.
Disney kitapları elbette fast food tarzı beslenmeye özendirecektir, firmanın bir ayağı bu işi yapmaktadır zira. Ayı kardeş bal, süt, salata getirir, yavruları iğrenerek bakar. “Öyleyse ben size hamburger alayım” Yaşasın! Eller havada. Çizgi filmler ayrıca bilinçaltı mesajlar taşırlar. Şiddet, nefret, cinsellik, egoizm ve marka! 24 karede bir tişört, ayakkabı, çanta… Şeytanca! Bazı oyunlarda güya kurnazlık işlenir, çocuğa kırk yıl düşünse aklına gelmeyecek hileler öğretilir.

KURT DÜŞMANLIĞI
Oturun mantıksız bir masal yazın deseler KBK (Kırmızı Başlıklı Kız) kadarını beceremez insan. Kurdun kızla konuşması mı? Büyükanneyi çiğnemeden yutması mı? Karnını yarıp canlı canlı çıkarmaları mı? Haydi piton, timsah, anakonda olsa bir yere kadar. Sonra bu kurt düşmanlığı da nereden kaynaklanıyor. Karnına taş doldurup kuyulara atmalar falan. O da yavrularına yiyecek arayan bir hayvan sonunda. 

En tehlikeli olanlar en bilindik masallar
Pamuk Prenses’te hadise kıskançlık üzerine kurulur, üvey annesi cinayet işlemesi için kiralık katil tutar, kesip yüreğini getirmesini arzular.  Derken fitneci bir ayna ile tanışıyoruz ve zehirli elmalarla. Yazar Pamuk Prenses’in üvey annesine de kızgın. Demirden pabuçlar giydirecek, feryat figan dans ettirecektir ölene kadar. Yuh yani. Böyle sadistçe bir ceza.
Sindirella ne peki? Yine kız kardeşlerini çatlatan bir dilber, yine üvey ana. Fayton kabak, küheylan fareler zaten abartma da... Prens gece boyu dans ettiği kızı niye tanımıyor acaba? Kaldı ki memleketteki bayanların yarısı 37, yarısı 38 giyer. Ayakkabıyla insan seçmek fikri de çok saçma. Asıl mahsur orijinal diliyle basılan fasiküllerde. Ayakkabıyı giyebilmek için kız kardeşlerden biri parmaklarını, diğeri topuğunu kesiyor. Zenne kıpkızıl kanla doluyor. Daa duur bitmedi. Düğün günü güvercinler canavara dönüşecek ve iki kız kardeşin gözlerini oyacaklar.  
Yoksul ve Cimri masalında ise beceriksiz adam kendini asar, kiriş çöker, altınlar dökülür tavandan. O iple cimri intihar edecektir daha sonra. Kitaba yağlı urgan çizmek de ne ya? Çocuk denemeye kalkarsa.
Alice Harikalar Diyarı’nda yer alan iksirler,  garip anahtarlar birer şifre. Nitekim kitap alkol, cinsellik ve uyuşturucuyu teşvik ettiği için tenkid alıyor Batı’da.  
Ağustos böcekleri kışın yaşamazlar ki gıda saklasın. Bahar olur, havalar ısınır, yumurtalardan çıkarlar. Karıncanın çalışması da aç gözlülüğünden değil, tohum gömer sağa sola. Bunlar fide olacaktır nice nebata. Lâkin La Fontaine materyalist gözle bakar olaya. Ter, emek, burjuva…  
Gilbert Delahaye’nin “Martine” isimli hikâyeleri nispeten aile havasında. Ancak giyim, kuşam, evler; su katılmamış Fransa. Birçok çocuk Ayşegül’ün teyzesinin arabasına hayrandır. Aslını görünce “bu mu ya” derler, üfürükten bir Deşova.
İlk mektepte kitap bitti mi muallimler anafikir çıkartırlar mâlum. Benim onca hikâyeden anladığım şu. Fakirler bedbaht, zenginler bahtiyar. Mutlular kervanına katılmak isteyen, güçlülerin (emperyalistler) öpmesine ses çıkarmayacak. Velev ki iğrenç (Kurbağa Prens) ve hortlak sıfatlı da (Güzel ve Çirkin) olsa.

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...