Türkiye öngörülemeyeni başardı

Hem de 2016’da yaşanan hain darbe girişimi, terör olayları, sınır ötesinde gerçekleştirdiği operasyonlara rağmen. 2016 yılındaki şoktan sonra sanayici ve ihracatçıya desteğini artıran hükûmet, yaşananların krize dönüşmesini önledi ve böyle bir yıl bile yüzde 2,3 büyümeyle tamamlandı. Yaraların sarılmasının hemen ardından 2017’ye yüzde 5,3 gibi yüksek bir oranda büyümeyle başlayan Türkiye, ikinci çeyrekte de yüzde 5,3 büyüyünce, yüzde 2,3’lerde büyüme tahmini yapan kuruluşlar tahminlerini revize etmek zorunda kaldı. Büyüme bununla da kalmadı, üçüncü çeyrekte yüzde 11,3 rakamına imza atıldı. Dördüncü çeyrek de yüzde 7,3 büyüme sağlanınca yıl tamamında yüzde 7,4 gibi bir rakam açıklandı ve defalarca kere revizyona giden uluslararası kuruluşlar, deyim yerindeyse ‘ters köşe’ oldu. Hiçbir kuruluş yüzde 7.4’ü tahmin edemedi. En fazla yaklaşan ise 6 revizyonun ardından yüzde 7 diyebilen IMF oldu. IMF 2015 yılında ilk tahminini yüzde 3,5 olarak yayınladı. 2016’daki tahminleri 2,9, 2,4 gibi düşük seviyelerde açıklanan kuruluş, daha sonra tahminlerini yükseltmeye başladı ve Şubat 2018’de yüzde 7’ye revize etti. Dünya Bankası yüzde 3,9 ile başladı, yüzde 2,7’ye kadar düşürdü, ardından 2017’nin ilk 3 çeyreğindeki yüksek oranları görünce yüzde 6,7’lik tahmin açıkladı ama bunda da isabet kaydedemedi. OECD de 2016’da tahminlerini dibe düşürdü, 6 revizyonun ardından sonunda yüzde 6,9 tahminine ulaştı. Kredi derecelendirme kuruluşları da ‘sıfırcı’ unvanlarının hakkını verdi. Yüzde 2’lerdeki tahminlerini yüzde 5,5’lere kadar çıkaran kuruluşlar yanılmaya ve ‘pardon’ demeye doymadı.